FATİH'TE ANNE VE İKİ ÇOCUĞUNUN ÖLÜMÜNE YOL AÇAN OLAYDA GÖZALTI SAYISI YEDİYE YÜKSELDİ

İstanbul'un Fatih ilçesinde bir otelde konaklarken zehirlenme şüphesiyle hastaneye kaldırılan ve art arda yaşamını yitiren anne Çiğdem Böcek ile çocukları Masal ve Kadir Muhammet Böcek'in ölümüne ilişkin soruşturmada gözaltına alınan kişi sayısı yediye yükseldi. Böcek ailesinin kaldığı aynı otelde konaklayan iki yabancı turistin de bulantı ve kusma şikayetleriyle hastaneye başvurması, olayın boyutunu genişletti. Cinayet Büro Amirliği ekiplerinin de dahil olduğu detaylı soruşturmada, turistlerin oteldeki damacanadan su içtikleri ve otelin giriş katındaki bir odada tarım ilaçlarına benzer maddelerle ilaçlama yapıldığı bilgileri ortaya çıktı.

Fatih'teki otelde konaklayan İtalya uyruklu elektrik mühendisi Mustafa T. ile Fas uyruklu aşçı Reda F., bulantı ve kusma şikayetleriyle hastaneye kaldırıldı. 11 Kasım'da Türkiye'ye gelen Mustafa T.'nin gece 02.00 sıralarında fenalaşarak ambulansla hastaneye ulaştırıldığı, arkadaşı Reda F.'nin ise 05.00 sıralarında hastaneye geldiğinde rahatsızlanarak gözetim altına alındığı öğrenildi. Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavilerine başlanan turistlerin hayati tehlikelerinin bulunmadığı, ancak olayın ardından İl Sağlık Müdürlüğü ekiplerinin otelde denetimlere başladığı bildirildi.

GÖZALTI SAYISI ARTTI, 7 ŞÜPHELİ ADLİYEYE SEVK EDİLDİ

Yürütülen soruşturma kapsamında, otel yetkilisi, seyyar midye satıcısı, lokumcu ve restoran sahibi gibi farklı meslek gruplarından yedi şüpheli gözaltına alındı. Şüpheliler hakkında "taksirle ölüme sebebiyet verme" suçlaması üzerinde duruluyor. Gözaltına alınanlar arasında bulunan seyyar midye satıcısı Y.D.'nin "nitelikli dolandırıcılık" gibi suçlardan, bir iş yeri sahibi E.E.'nin ise "kasten yaralama" gibi suçlardan adli kayıtlarının bulunduğu tespit edildi. Buna rağmen, gözaltındaki seyyar midyeci, kokoreççi ve lokum satıcısı şüphelilerin, ürünlerinin taze olduğunu belirterek suçlamaları kabul etmedikleri kaydedildi.

İLAÇLAMA VE DAMACANA SUYU DETAYLARI İNCELENİYOR

Polis ekiplerinin otelde yaptığı incelemelerde, Böcek ailesi üyeleri ile zehirlenme şüphesiyle hastaneye kaldırılan son iki turistin otelde yalnızca damacanadan su içtiği bilgisine ulaşıldı. Otelde mutfak bölümünün ve yemek hizmetinin bulunmadığı da belirlendi. İl Sağlık Müdürlüğü ve Fatih İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri tarafından yapılan denetimlerde ise otelin giriş katında tek bir odada ilaçlama yapıldığı tespit edildi. İlaçlamada kullanılan maddelerden bazılarının insan sağlığına zararlı olabilecek, tarım alanlarında kullanılan türde bileşenler taşıdığı şüphesi üzerinde duruluyor. Olayla ilgili tüm numuneler laboratuvar ortamında analiz edilmek üzere toplanırken, soruşturma tamamlanana kadar otel boşaltılarak müşteriler başka yerlere yönlendirildi.

ÖLEN ANNE HASTANEDE İFADE VERMİŞTİ

Tedavisi devam ederken hayatını kaybeden anne Çiğdem Böcek'in soruşturma kapsamında ifadesinin alındığı ortaya çıktı. Çiğdem Böcek, eşi ve çocuklarıyla 9 Kasım'da İstanbul'a geldiklerini ve çeşitli günlerde otel çevresindeki restoranlarda kebap, pide, pizza, çorba, poğaça ve simit tükettiklerini anlattı. Böcek, 11 Kasım'da ise Ortaköy Camisi yakınındaki seyyar bir tezgâhtan midye yediklerini, ardından bir restoranda çorba içtiklerini, çocuklarının sucuk-ekmek, eşinin kokoreç ve kendisinin tavuk tantuni yediğini, son olarak da bir dükkandan lokum aldıklarını beyan etti. Anne Böcek, ilk rahatsızlanma şikayetleriyle gittikleri hastanede kendilerine serum ve mide koruyucu verildiğini, çocuklarına ise "probiyotikten başka bir tedavi uygulanmadığını" ifade etmişti.

MİDE KANAMASI VE YORGUNLUK İDDİALARI

Böcek ailesinin ilk olarak 12 Kasım'da mide bulantısı ve kusma şikayetleriyle hastaneye kaldırıldığı, taburcu edildikten sonra otele döndükleri anlaşılmıştı. Rahatsızlıklarının artması üzerine 13 Kasım'da tekrar hastaneye götürülen çocuklardan Kadir Muhammet ve Masal tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetmişti. Anne Çiğdem Böcek de yoğun bakımdaki tedavisinin ardından yaşamını yitirmişti. Adli Tıp Kurumu'nun ön otopsi raporunda ise dış muayenelerde ölüme neden olacak bir travmatik lezyon izlenmediği, ancak zehirlenme olasılığına karşı detaylı incelemelerin süreceği belirtilmişti.