YUMURTALIK KANSERİNİN KÖKENİ KEŞFEDİLDİ

Bilim insanları, en ölümcül yumurtalık kanseri türünün kaynağını keşfederek çığır açıcı bir adım attı. Bu keşif, kanserin erken teşhisi ve tedavisinde büyük bir dönüm noktası olabilir. Dünya genelinde kadınlar arasında en yaygın 8. kanser olan yumurtalık kanserine dair bu buluş, hastaların yaşam şansını artırabilecek yeni yöntemlerin önünü açıyor.

Fareler üzerinde yapılan araştırmalarda, en ölümcül yumurtalık kanseri türü olan yüksek dereceli seröz yumurtalık karsinoması (HGSOC) ile bağlantılı hücreler tespit edildi. Araştırmacılar, farelerin uterus tüplerindeki (ovidukt) pre-silli hücrelerin genetik mutasyonlar sonucu kansere dönüştüğünü keşfetti. Bu bulgu, insanlarda da aynı hücrelerin bulunması durumunda, ölümcül kanser türünün daha erken teşhis edilmesinin önünü açabilir.

HGSOC VE GENETİK MUTASYONLAR

Araştırma, HGSOC ile iki genetik mutasyonun ilişkili olduğunu gösteriyor. Bu mutasyonlar, fallop tüplerindeki cilia (ince tüy benzeri yapılar) oluşumunu etkileyerek kanser gelişimine neden oluyor. Bu keşif, yumurtalık kanserinin yanı sıra pankreas kanseri gibi diğer kanser türleriyle de bağlantılı olabilecek yeni tedavi yollarının açılabileceğini gösteriyor.

YUMURTALIK KANSERİNDE ERKEN TEŞHİS UMUDU

Yumurtalık kanseri genellikle belirti vermeden ilerlediği için vakaların büyük çoğunluğu ileri evrelerde teşhis ediliyor ve bu da tedavi şansını azaltıyor. Ancak bu yeni buluş, kanserin başlangıcındaki hücrelerin tanınmasıyla daha erken teşhis imkanı sağlayarak, hastaların yaşam süresini uzatabilir.

GELECEKTEKİ TEDAVİLER İÇİN YENİ YOLLAR AÇILDI

Cornell Üniversitesi'nden patoloji profesörü Alexander Nikitin ve ekibinin yaptığı bu keşif, kanser tedavisinde devrim yaratacak yeni yöntemlerin önünü açabilir. Nikitin, bu araştırmanın sadece kanserin kökenini keşfetmekle kalmayıp, yeni tedavi ve teşhis araçları geliştirilmesi için de önemli mekanizmalar sunduğunu belirtti.