EMANET ÇEYİZ TİYATRO’YA UYARLANDI

Ünlü yazar Kemal Yalçın’ın ‘Seninle Güler Yüreğim’ romanından sonra şimdi de ‘Emanet Çeyiz’ romanı tiyatroya uyarlandı. Türkçe ve Yunanca olarak tiyatroya uyarlanan oyun Edirne, Gümülcine, Selanik, Larisa ve Atina'da sahnelenecek

  Denizlili ünlü yazar Kemal Yalçın’ın ünlü romanı ‘Emanet Çeyiz’ tiyatroya uyarlandı. 1998 Abdi İpekçi Dostluk ve Barış Özel Ödülü, 1998 Türkiye Kültür Bakanlığı Roman Başarı Ödülü, 1999 Türkiye-Yunanistan Dostluk ve Barış Ödülü ile 2000 Denizli Sanatseverler Derneği Şeref Ödülü’ne layık görülen ‘Emanet Çeyiz’ romanı önümüzdeki aylarda sahnelenmeye başlanacak. Ünlü yazar Kemal Yalçın, ‘Emanet Çeyiz’ Türk Yunan Dostluk ve Barışını geliştirmek için Yunanca ve Türkçe olarak Edirne, Gümülcine, Selanik, Larisa ve Atina'da sahneleneceğini söyledi. Bir romanının da tiyatroya uyarlanmasından çok mutlu olduğunu dile getiren Kemal Yalçın, “Bu romanım Türkçe, Yunanca ve Almanca yayınlandı. Bu önemli eserin tiyatroya uyarlanması da büyük önem taşıyor. Türk Yunan barışını geliştirmek için önemli bir adım olarak görüyorum” diye konuştu. Yazar Kemal Yalçın, ‘Emanet Çeyiz’ romanının hikayesini şöyle anlattı:

“Benim dünyaya geldiğim Denizli’nin Honaz İlçesi’nde, 1920 yılına kadar bin kadar Rum yaşıyormuş. 1920 Eylül ayında sürgüne giderlerken Rum komşumuz Minoğlu’nun karısı, kızları Eleni ile Sofiya’nın çeyizlerini nineme ve dedeme emanet bırakmış. Dedem, ninem, babam, annem bu çeyizleri saklamışlar. Babam ve annem 1994 yılında, Yunanistan’a gitmemi, Rum komşularımızı arayıp bulmamı ve “Emanet Çeyizi” sahiplerine geri vermemi istediler. Üç yıllık bir aramadan sonra, Minoğlu’nun torunlarını 1996’da, Volos şehrinde buldum. Eleni ile Sofiya’nın çeyizlerini 76 yıl sonra geri verdim. Bu arama serüvenini daha sonra romanlaştırdım. Bu romanda gerçek yaşam öykülerini; vatan özlemini, barışın değerini; ahde vefayı; sevgiyi, dostluğu, kardeşliği okuyacak; kendinizi ve insanları daha çok seveceksiniz”

‘MÜBADELE İNSANLARI’

Emanet Çeyiz’in alt başlığı “Mübadele İnsanları”dır. “Değiş tokuş, bir şeyin başka bir şeyle değiştirilmesi” anlamına gelen “mübadele” kelimesi burada, karşılıklı mecburi göçü, yerinden yurdundan zorla koparılışı anlatır. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti ile Yunan Hükümeti arasında, 30 Ocak 1923’te, Lozan’da imzalanan “Türk ve Yunan Nüfus  Mübadelesine İlişkin Sözleşme ve Protokol”ün 1. maddesine göre, “Türk topraklarında yerleşmiş Rum Ortodoks dininden Türk uyrukları ile Yunan topraklarında yerleşmiş Müslüman dininden Yunan uyruklarının, 1 Mayıs 1923 tarihinden başlayarak, zorunlu mübadelesine girişilecektir. Bu kimselerden hiçbiri, Türk Hükümetinin izni olmadıkça Türkiye’ye, ya da Yunan Hükümetinin izni olmadıkça Yunanistan’a dönerek orada yerleşemeyecektir. Bu Sözleşme ve Protokol sonucunda, Yunanistan’da yaşayan 388.146 Müslüman Türkiye’ye, Türkiye’de yaşayan 189.916 Ortodoks Yunanistan’a gönderildi. Aslında göçün büyük kısmı daha önce meydana gelmişti. 1912’deki Balkan Harbi’nin başlangıcından 1922 yılı sonuna kadarki on yıllık savaş döneminde iki milyon civarında Müslüman ve Ortodoks“ karşılıklı olarak göç etmek zorunda kalmıştı. Sözleşme ve Protokol’ün 3. maddesi,  18 Ekim 1912 tarihinden itibaren topraklarını bırakıp gitmiş olan bu insanları da Mübadele kapsamına aldı. Mübadele, 20. yüzyılın en büyük acılarından ve kültürel yıkımlarından birisidir. Mübadele, milliyetlere göre değil dinlere göre yapılmıştır. Yunanistan’a giden Ortodoks Rumların önemli bir kısmı Yunanca; Türkiye’ye gelen Müslüman Türklerin önemli bir kısmı da hiç Türkçe bilmiyordu. Dil bilmemek mübadillerin acılarını daha da artırmıştır. Sözleşme ve Protokol’e göre Mübadillerin geldikleri ülkeye dönmeleri kesinlikle yasaktı; elli yıl boyunca geldikleri köyleri, kentleri ziyaret bile edemeyeceklerdi. Kapılar, 1974 yılına kadar onlara kapalıydı. Geldikleri köyleri, kentleri bir daha göremeyen mübadillerin çoğu hasret içinde ölüp gitti; gözleri arkada kaldı. Bu kitabımda, on beş Rum ile on beş Türk mübadilin yaşam öykülerine yer verdim. Bu insanların hemen hemen hiçbiri artık hayatta değil. Onların sözleri hâlâ kulaklarımda çınlıyor. Sizler elinizdeki kitapta bu insanların son sözlerini, vasiyetlerini okuyacaksınız. Emanet Çeyiz, büyük acının, vefanın, dostluğun, barışın, umudun ve insan sevgisinin romanıdır. Büyük Mübadele’nin, yaşanan büyük acıların Türkiye ile Yunanistan arasında dostluğun ve barışın gelişmesine yardımcı olmasını; artık bir daha dünyanın hiçbir yerinde zorunlu sürgünlerin ve mübadelelerin yaşanmamasını diliyorum”.

MELİHAT ALTINOLUK