İSTİSMAR, CEZA YARGILAMASINA TABİ SUÇLARDIR

Ege Kadın Buluşması Denizli Sekretaryası’nın düzenlediği ’Korkma Konuş. Hep Birlikte Güçlüyüz” sloganı ile kent merkezi ve ilçelerde düzenlediği ‘Çocuk ihmal ve İstismarı’ konulu söyleşinin panelisti olan Avukat Jülide Keleş Yarışan, çocuk istismarı ve hukuki sürecini anlattı. Avukat Yarışan, “Çocuğun ihmal ve istismarı çocuğun yaşantısında çok ağır sonuçlara neden olur, uzun vadede çocuğun sağlıklı büyümesini ve gelişmesini engeller.

   Depresyon, intihar, madde bağımlılığı, suç davranışları, kişiler arası ilişkilerde problemler, okuldan kaçma, saldırganlık, öfke nöbetleri, akademik zorlukların yanı sıra fiziksel ve duygusal sağlık sorunları ile cinsel işlev bozuklukları ergenlik ve yetişkinliklerinde karşımıza çıkabilmektedir. Her yıl dünyada milyonlarca çocuk fiziksel, cinsel ya da duygusal şiddete uğramakta ya da bunlara tanık olmaktadır. Çocuğun uğradığı her istismar ve ihmal durumunda aynı zamanda duygusal şiddete maruz kaldığı da kabul edilmektedir.  Çocuğa yönelik her türlü istismar kanunlarımıza göre ceza yargılamasına tabi suçlardır” dedi. Kanunlarımız da bedensel, zihinsel, ahlaki, sosyal ve duygusal gelişimi ile kişisel güvenliği tehlikede olan, ihmal veya istismar edilen ya da suç mağduru olan çocuklar korunma ihtiyacı olan çocuk olarak tanımlanmakta olduğunu ifade eden Avukat Jülide Keleş Yarışan, “Adli sistemle tanışan çocuklarla birlikte korunma ihtiyacı olan çocukların da gerekli koruma ve tedbirlerden yararlandırılması gerekmektedir. Çocuk hakimi çocuğun durumunu, yaşadığı fiziki ve sosyal çevreyi inceletir, neticede çocuğun korunması için ne yapılması gerektiğine ilişkin tedbir kararları verir. Bu koruyucu ve destekleyici tedbirler danışmanlık, eğitim, bakım, sağlık ve barınma konularında olabilir. Gerektiğinde, son çare olarak çocuğun ailesinin yanından alınarak kurum bakımına alınmasına da karar verilebilir” diye konuştu.

İSTİSMARCI ÇOCUĞUN TANIDIĞI

Avukat Jülide Keleş Yarışan, çocuğa yönelik şiddet, başta anne babaları olmak üzere, çoğu kez onlara bakmakla ya da eğitmekle yükümlü yetişkinler tarafından gerçekleştirildiğini ifade etti. Yarışan, “Çocuğun cinsel istismarında dahi, istismarcı kişinin yani suçlunun %95 oranında çocuğun tanıdığı, güvendiği, yakın olduğu kişiler olduğu belirlenmiştir. Fiziksel istismar; çocuğun sağlığını, gelişimini ya da onurunu zedeleyecek şekilde fiziksel güç kullanılmasıdır, suçtur. Vurma, tokat atma, tekmeleme, yakma, hapsetme/kapatma/tecrit etme, bağlama, aç bırakma, ısırma, kaynar suyla haşlama, zehirleme, boğma vs gibi eylemleri içerir. Duygusal istismar; çocuğun ruh sağlığını ve gelişimini bozan, reddetme, aşağılama, suçlama, tehdit etme, kendisini ve ihtiyaçlarını görmezden gelme gibi davranışlara maruz kalmasıdır. Cinsel istismar; çocuğun kendisinden büyük bir kişi tarafından, cinsel doyum amacı ile kullanılmasıdır. 18 yaşından küçük bireylere yönelik her türlü cinsel eylem suçtur. Ceza kanunumuzda olayın niteliklerine, mağdurun yaşına göre farklı cezalar belirlenmiştir. Ayrıca çocukların kullanıldığı pornografik materyallerin üretilmesi, izlenmesi, dağıtılması, internetten indirilmesi ya da çocuklara pornografik görüntüler izletilmesi de ceza kanunu kapsamında suçtur.  Adalet çocuklara karşı suç işleyenlerin tespiti, suçluların cezasız kalmalarının önlenmesini sağlamayı gerektirmektedir. Çocuk adalet sistemi, aynı zamanda çocuğa gerekli saygınlığı göstererek, görüşlerini ifade etmesini sağlamayı ve ihtiyaçlarına uygun korumayı sağlamayı amaçlamaktadır. Bu nedenle suç mağduru olan çocukların gerekli tıbbi tedavi ile birlikte hem kendisinin hem de suçtan etkilenen aile bireylerinin uygun psikolojik tedaviyi almasının sağlanması gerekmektedir. Mali, sosyal yardımların oluşturulması, yaygınlaştırılması ve çocuklar için ulaşılabilir hale getirilmesi gerekmektedir. Tüm çocukların suçtan, ayrımcılıktan, hak ihlallerinden, istismardan, şiddetten korunmasını sağlamak, yaşam deneyimlerini ve koşullarını iyileştirmek, onları en iyi şekilde yetişkinliğe ulaştırmak devletin ve toplumun birincil görevi, sorumluluğudur” dedi.

HUKUK SİTEMİMİZ

Yarışan şöyle devam etti: “Hukuk sistemimiz açısından 18 yaşından küçük tüm bireyler çocuktur. Bu konuda bir istisna bulunmamaktadır. Onsekiz yaşından önce evlendirilmiş çocuklar da dahil olmak üzere ülkemizde yaşayan tüm 18 yaş altı bireyler çocuktur ve çocuk koruma sistemi içinde özel haklara sahiptirler. Çocuklar yetişkinlerden farklı sistemlerle özel olarak korunurlar ve çocuklara karşı suç işleyenler de yetişkinlere karşı suç işleyenlere göre çok daha ağır şekilde cezalandırılırlar. Çocuk Adalet Sisteminde çocuk çeşitli şekillerde yer almaktadır;  Mağdur çocuk, Suça sürüklenen çocuk, Tanık çocuk. Evrensel hukuk sistemi, adalet sistemine dahil olan tüm çocukların aslında mağdur sıfatlarının da bulunduğunu kabul eder. Bu nedenle hakkında suç işlediği iddia olunan çocuğun da toplumsal sorumluluklar yerine getirilmediğinden suça sürüklendiğini, mağduriyetinin olduğunu kabul eder. Çocuk suçtan korunma, iyi bir çevrede ve eğitimle yetişme gibi birçok hakkından mahrum kalmıştır. Suça zemin hazırlayan hayat koşulları görevli kişi ve kurumlarca tespit edilememiş, çözüm üretilmemiş ve neticede çocuk korunamamıştır. Mağdur çocuğun ise beden dokunulmazlığının korunması, psikolojik tamlık, yaşama, istismardan korunma, eğitime ve sağlığa ulaşma, aile yanında barınma gibi birçok hakkı ihlal edilmiş olabilmektedir.  Çocukları korumada temel düzenleme Çocuk Hakları Sözleşmesidir. Bu sözleşme dünya genelinde 194 ülke tarafından onaylanmıştır. Ülkemiz de bu sözleşmenin tarafıdır.  Anayasamız gereği de Çocuk Hakları Sözleşmesi tüm mevzuatımızın üstünde bir çatı görevine sahiptir. Yani çocukla ilgili her işlem, eylem ve karar çocuk haklarını korumak, ihlal etmemek zorundadır. Bu sözleşme gereği çocukların yaşam hakkını koruyarak en iyi şekilde büyümelerini ve her türlü istismardan, sömürüden, ayrımcılıktan korunmalarını sağlamakla mükellefiz. Bu görev ve sorumluluk devletin, tüm toplumu oluşturan bireylerin, ailelerin ve kurumlarındır. Çocuk haklarının ihlal edildiği durumlarda ceza kanunu, medeni kanun gibi ana mevzuat ile birlikte Çocuk Koruma Kanunu devreye girer”.

MELİHAT ALTINOLUK