İSTİSMARA UĞRAYAN ÇOCUK ALTINI ISLATIR

Psikolog Şebnem Dal Üzülmez, çocuk istismarının ruhsal boyutlarını değerlendirdi.

   Psikolog Şebnem Dal Üzülmez, çocuk istismarının ruhsal boyutlarını değerlendirdi. Psikolog Üzülmez, “İstismar ve ihmale uğrayan çocuklarda parmak emme, ısırma, sallanma, altını ıslatma, yeme bozuklukları, hiperaktivite, aşırı içe dönüklük, güçsüzlük duygusu, dış kontrol odaklı olma, saldırganlık, aşırı pasiflik, hırsızlık yalan söyleme gibi antisosyal davranışlar, olumsuz benlik kavramı, Depresyon, uyku bozuklukları, aşırı kaygı, fobiler, obsesyon gibi nevrotik reaksiyonlar, intihar girişimi, bilişsel ve duygusal gelişmede duraklama, hafıza ve konsantrasyon bozukluğu, oryantasyon bozukluğu, güdü azlığı, aşırı bağımlılık, başarısızlık, yapay olgunluk, psikososyal cücelik gibi davranışlar gözlenmektedir” dedi. Psikolog Şebnem Dal Üzülmez, konulu ile ilgili detaylı bilgiler verdi.

Çocukluk döneminde, büyüme, gelişme ve olgunlaşma sürecinde çocuk, çeşitli insanlarla etkileşim içindedir. Özellikle anne - baba, bakıcı ve öğretmen gibi zamanının büyük bir bölümünü birlikte geçirdiği yetişkinlerden etkilenmemesi mümkün değildir. Bu etkilenmeler, olumlu olabildiği gibi olumsuz da olabilir. Sevgi, güven, hoşgörü ortamında yetişmiş bir çocuk, güvenli ve olumlu bir yetişkin olacaktır. Oysa herhangi bir şekilde olumsuz davranış,ihmal  ve istismara uğrayan bir çocuk, tüm yaşamı boyunca, uğradığı davranışın olumsuz izlerini üzerinde taşıyabilir.   İstismar ve ihmal bireylerin fiziksel, bilişsel ve duygusal ve sosyal gelişimini olumsuz yönde etkileyen deneyimlerdir. Bu deneyimler, genellikle bir erişkin tarafından yapılan, çocuğun fiziksel, duygusal, zihinsel veya cinsel gelişimini engelleyen, beden veya ruh sağlığına zarar veren, kaza dışı ve önlenebilir durumlardır.  İstismar; çocuktan sorumlu yetişkin ya da kurumlar tarafından çocuğun fiziksel, duygusal, sosyal ve bilişsel alanda gelişimine zarar verebilecek davranışların gerçekleştirilmesidir. İhmal; çocuğun sağlıklı gelişimi için sergilenmesi gereken davranışların sergilenmemesidir. Bir eylem, o eylemi gerçekleştirenin niyetine göre değil, çocuk üzerinde yarattığı etkiye göre istismar ve/ve ya ihmal olarak tanımlanmalıdır. Çocuk istismarı ve ihmali evrensel bir sorundur. Yaygınlığı ve türleri farklı olsa da her toplum ve kültürde rastlanmaktadır”.

ÜÇ ANA BAŞLIK

 Fiziksel, Cinsel ve Duygusal İstismar ve İhmal olmak üzere üç ana başlıkla açıklanmaktadır. Çocuk istismarı ve İhmali; Ana babaların ya da toplumda çocuğun bakımından ve eğitiminden sorumlu kişilerin yaptıkları ya da yapmaları gerekmesine rağmen yapmadıkları, çocuk için uygunsuz veya zararlı olduklarına toplum değerleri ve uzman bilgisinin birleştirilmesiyle karar verilen davranışlar biçiminde tanımlamaktadırlar. Gelişim sürecinde çocuk ve ergenler sosyal, duygusal, zihinsel, ahlaki ve cinsel açıdan birçok değişimi birlikte yaşarlar. Gelişimde “kritik dönem” olarak ele alınan bu süreçte çocukların kazanmaları gereken temel gelişim görevleri bulunmaktadır. Çocuklar bu gelişim görevlerini başarıyla kazanmaları durumunda sağlıklı ve mutlu olarak büyüyebilirler.  Gelişim görevlerinin yerine getirilmesi sonraki gelişim dönemine sağlıklı geçiş ve bu dönemdeki gelişim görevlerinin başarılmasına da temel oluşturur. Çocukların gelişim sürecini sağlıklı olarak tamamlamaları, gelişim görevlerini başarmalarına bağlıdır. Ancak istismar ve ihmal bu görevi başarmalarına engeldir.

Çocuklar İstismardan

-Davranışı yapan kişi ile olan yakınlık derecelerine, Davranışın süresi ve sıklığına, Çocuğun yaşına ve davranış kendine yapıldığı sırada içinde bulunduğu psikolojik duruma bağlı olarak değişik  derecelerde etkilenirler.

İSTİSMAR İLE İLGİLİ GERÇEKLER

1-Yapılan çalışmalar, çocuk istismarı ve ihmalinin çok seyrek olmadığını ve pek çok toplumda var olduğunu bildirmektedir.  Hatta araştırmalarla belirlenenlerden daha fazla olduğu düşünülmektedir

2-İstismar ve ihmal olgusu tüm sosyo-ekonomik düzeylerde görülmektedir.

3-Çocukluğunda istismar edilenlerin tümünün istismarcı olmadığı ve bazı istismar edilmeyenlerin de istismarcı olabileceği belirtilmektedir.

4-Yıllar içinde çocuk istismarı ve ihmali davranışlarında gözlenen artışın bu konudaki araştırmaların ve farkındalığın artışına bağlı olabileceği gibi artmakta olduğu da  belirtilmektedir.

5-Çocuk istismarı ve ihmali faillerinin ruhsal açıdan problemli kişiler oldukları konusundaki düşünce de araştırmalarca çok fazla destek bulmamıştır. İstismar ve ihmal faillerine özgü bir ruhsal problem olmadığı ve ruhsal problemi olmayan    kişilerin  de bu tür davranışları gerçekleştirebildiği belirtilmektedir.

 

İstismara uğrayan çocuklar ,İstismarcıya,Kendilerini koruyamayan yetişkinlere, kendilerine ÖFKE DUYARLAR

Ayrıca İstismarı durduramadıkları için de kendilerini SUÇLULARLAR. 

İSTİSMAR VE İHMALİN SONUÇLARI

İstismar ve ihmale uğrayan çocuklarda Parmak emme, ısırma, sallanma, altını ıslatma, yeme bozuklukları, hiperaktivite, aşırı içe dönüklük, güçsüzlük duygusu, dış kontrol odaklı olma, saldırganlık, aşırı pasiflik, hırsızlık yalan söyleme gibi antisosyal davranışlar, olumsuz benlik kavramı, Depresyon, uyku bozuklukları, aşırı kaygı, fobiler, obsesyon gibi nevrotik reaksiyonlar, intihar girişimi, bilişsel ve duygusal gelişmede duraklama, hafıza ve konsantrasyon bozukluğu, oryantasyon bozukluğu, güdü azlığı, aşırı bağımlılık, başarısızlık, yapay olgunluk, psikososyal cücelik gibi davranışlar gözlenmektedir.

Uzun dönem de ise ;

Düşük benlik saygısı, Saldırganlık, yıkıcı davranışları, Öfke ve intikam duyguları, Pasiflik ya da İçe Kapanık,İstismarcı ,Kaygı, Korku, Akademik Sorunları,  Davranışsal ve Duygusal Uyum Problemleri olan yetişkinler olma yatkınlıklarının  yüksek olduğu bilinmektedir.

MELİHAT ALTINOLUK