SUBAŞIOĞLU’NDAN KAHRAMANLIK VURGUSU
AK Parti Denizli İl Başkanı Muhammet Subaşıoğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu’nun partisinin oy oranını artırdığına ilişkin anketin doğru bir tespit almadığını söyledi, Merkezefendi Belediyesi tarafından Eflatun ve Meserret sokaklarda önce yasaya aykırı şekilde yapılaşmalara izin verip sonra yıkım yapmanın “kahramanlık” ile bir ilgisinin olmadığını belirtti.

AK Parti İl Başkanı Muhammet Subaşıoğlu, dün partisinin 8. Büyük Olağan Kongresine ilişkin il binasında düzenlediği basın toplantısında Denizli gündemine dair de açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu’nun partisinin oy oranını 9 puan artırdığına ilişkin ORC’nin son anketini sorulan Subaşıoğlu, oy oranının bir şekilde ölçebileceğini ama o oy oranının şu kişiden dolayı arttığını söylemek için hiçbir bilimsel metodun olmadığını ifade etti.
ALGI ÇALIŞMASI
Araştırma metotlarını, istatistiği, anket metodolojisini bilen birisi olduğunu dile getiren Subaşıoğlu, “Hani oy artışı vardır yoktur ona bir şey diyemiyorum. Birçok anketçi ölçebilir bunu ama bunun bir kişiye bağlanmasının hiçbir bilimsel temeli yok. Siyaset sonuçta faktör analizine dayanır. Mesela benim şahsi bir oyum yok ancak kurumsal kapasiteyi artırırsak, kurumsal kapasitemizi etkin hale getirirsek hep birlikte oy artışı yaşayabiliriz düşüncesindeyiz. Yani kişisel olarak bunu çok duyduk biz. Yani kişisel oyunun olduğunu düşünen için bunun bir tek ölçme metodu vardır. Yapılacak ilk seçimde bağımsız aday olsun, kişisel oyunu görelim. Hani oy artışı vardır yoktur onu bilmiyorum, birçok anketçi oyları ölçebilir, ben öyle böyle bir oy artışı da görmüyorum şöyle baktığım zaman uzaktan o ayrı bir konu. Ama bunun bir kişiye faktör olarak bağlanmasının anket metodolojisi açısından hiçbir temeli yok. Zaten kendilerine sorun siz bu kanaate nereden vardınız, bunu nasıl ölçtünüz sorusunun cevabı var mı? Yok. Dolayısıyla onun ben bir algı çalışması olduğunu düşünüyorum.” ifadelerine yer verdi.
DENEMESİ BEDAVA
Liderler hariç siyasette kendisinin kişisel oyu olduğunu, partisine kişisel katkısı olduğunu iddia etmenin yanlış olduğunu vurgulayan Subaşıoğlu, “Çünkü Türkiye'de siyaset liderler üzerinden yürür, liderler önemlidir, liderlerin kişisel oyları vardır. Türkiye siyaset bilimi açısından karizmatik liderler üzerinden yürüyen bir sosyolojiye sahiptir. Ama onun dışında benim kişisel oyum var ben partime on puan dokuz puan katkın var diyenler varsa Nasrettin Hoca'nın kedi-ciğer hikayesinde olduğu gibi bir sonraki seçimde bağımsız aday olarak onu görelim, bir tartalım. Ben o analizin doğru bir analiz olduğunu düşünmüyorum, bilimsel olarak yok öyle bir şey. Varsa denemesi bedava.” dedi.
EFLATUN VE MESERRET’TEKİ YAPILARIN KALDIRILMASI
Merkezefendi Belediyesi tarafından Eflatun Sokak ve Meserret Sokak'ta yapılan düzenlemelere değinen Subaşıoğlu, “Bizim dönemimizde Eflatun Sokak ve Meserret'te o yapılaşmaya bizler izin vermemiştik. Bizden sonra o yapılaşmalar oldu. Dolayısıyla ortada bir kahramanlık söz konusu değil. Hani Arap'a önce eşeğini kaybettirip de sonra buldurmanın bir şeyi yok. Orada bizim dönemimizde biz zaten o yapılaşmalara müsaade etmemiştik. Şimdi o yapılaşmalara müsaade edip sonra o yapılaşmaları 'ben bir proje yaptım' deyip kaldırmak kamuoyunu doğru bir bilgilendirme değil.” dedi.
Bolu Kartalkaya'daki otel faciası olmamış olsaydı zaten bu konularda da adım atılmayacağını dile getiren Subaşıoğlu, “Bizim o dönem bu tarz konularda disiplinli davranmamızın ne kadar doğru olduğunu bir kez daha görmüş olduk. Yani 'ben haklı çıktım' demek doğru bir şey değil. Benim öyle bir tarzım yok. Ama Eflatun Sokak ve Meserret'teki bu yapılaşmalara müsaade edilmesini yanlış buluyoruz. Fakat kaldırılarak şu an yeni bir düzene sokulmasını da doğru buluyoruz. Biri yanlıştı, itfaiye aracı dahi giremeyecek şekilde bir yapılaşmaya müsaade edilmesi doğru değildi. Şimdi bunların kaldırılıyor olması doğru. Bu anlamda da onu destekliyoruz. Birisi yanlış, birisi doğru. Burada bir kahramanlık yok.” diye konuştu.
Burada zaten olması gerekenin, daha doğrusu olmaması gerekenin baştan müsaade edilmemesi olduğunu vurgulayan Subaşıoğlu, “Şimdi ona müsaade edip sonra 'ben burayı temizliyorum bakın işte cesur bir karar aldım' demek doğru değil. Zaten o kararlar cesaretle izin verilmeyerek bizim dönemimizde alınmıştı. ‘Hayır’ demiştik biz buraya sokakları işgal edemeyiz, herkes kendi sınırlarında olmalı, zaten söylemiştik.” şeklinde konuştu.
Bu sokakların yapılaşma ile kapatılmasının, yürüme imkânının ortadan kalkmasının yanlışlığına işaret eden Subaşıoğlu, “İki üç sandalye konulmuşsa ayrı bir konu. Mesele İmar Kanunu'na göre yapılaşmanın yanlış olduğu meselesi. Sokağın geçişi sağlamayacak şekilde komple işgal edilmesi. Biz işgaliyeye de müsaade etmemiştik, koydukça kaldırın diyorduk." görüşüne yer verdi.