BENİM SİZDEN ALACAK ÇEVRE DERSİM YOK!

Gelecek Partisi Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün’ün, İklim Yasası Teklifi görüşmelerinde yaptığı konuşma çevre örgütlerinden tam not aldı. Ün hükümete seslendi; “Benim özel jetleriyle iklim toplantılarına, çevre toplantılarına gidenlerden alacak bir çevre dersim yok” dedi.

Hükümetin İklim Yasası Teklifi, önceki gün TBMM’de görüşülerek kabul edildi. Görüşmeler sırasında söz alan Gelecek Partisi Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün’ün yasa değişikliğine ‘hayır’ diyeceğini söylediği konuşma ve ortaya koyduğu gerekçeler çevre örgütlerinden tam not aldı.

Ün iktidar sözcülerinin Türkiye’nin 100 yıllık iklim politikasının belirleyicisi olarak niteledikleri yasa teklifi için 100 günlük bile bir çalışmaları olmadığını söyledi. İktidarın yasa teklifi konusunda kendi tabanını bile ikna etmekte zorlandığına değinen Ün, değişikliği ‘tartışmalı’ olarak niteledi.

SİZDEN ALACAK ÇEVRE DERSİM YOK

Ün genel kurulda şu ifadeleri kullandı: “İklim Yasası Teklifi'ne hayır diyorum. Mesele çevreyse, mesele doğaysa çözümü nerede aradığınız tekrar önem kazanır. Mesela, benim özel jetleriyle iklim toplantılarına, çevre toplantılarına gidenlerden alacak bir çevre dersim yok; almak isteyenler buyursun alsınlar.

Bugün burada yalnızca bir yasa konuşmuyoruz, geleceği mühürleyen dijital bir kelepçenin ilk

halkasını tartışıyoruz. ‘Yüzyıl ileri’ diyorsunuz ama daha yüz saniyelik bir samimiyeti ortaya koyamıyorsunuz. Bu, iklim yasası değil, bu, milletin iradesine karbon etiketi yapıştırma girişimidir; bu, çevre düzenlemesi değil, bu, küresel reset butonuna bastığınız anın adıdır. Siz buna ‘yeşil dönüşüm’ diyorsunuz, ben buna ‘görünmeyen zincirlerin yasası’ diyorum. Millet uyanıyor çünkü

milletin feraseti hâlâ gökyüzünden bilgi alıyor. Şimdi soruyorum: Bu yasa gerçekten doğayı korumak için mi çıkarılıyor, yoksa enerji bağımlısı olan Avrupa'nın yeni finans kolonisi mi oluyoruz? Karbon vergisiyle, ayak iziyle, salım kotasıyla dünyanın yazılımı yeniden kodlanıyor ve biz bu kodun içine bedava kurbanlıklar gibi yazılıyoruz. Siz hâlâ anlamamış olabilirsiniz, bu yasa sadece bacayı değil yaşam tarzımızı denetlemek için geliyor. Bugün "karbon emisyonu" yarın "nefes ölçer cihazlar" olacak bunun adı;  bugün ‘çevre hassasiyeti’ yarın ‘dijital pasaportlar’, ‘karbon cüzdanları’, ‘'Karbon puanın doldu kardeşim, markete yürüyerek git' bildirimleri. Milleti BBG evine mi çevirmek istiyorsunuz?” ifadelerini kullandı.

ÜRETİCİ KÖŞEYE SIKIŞTIRILIYOR

Ün karbon hesabına sıkışan bir düzene kul olmayacaklarını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

*Milleti görünmeyen kameralarla, görünmeyen bir patronun hizmetine

koşulsuz memur mu yapmak istiyorsunuz?

* Ben söyleyeyim: Bu millet küresel şirketlerin lojistik kölesi olmayacak; toprağına âşık,

suyunu kutsal bilen bu millet çipli gelecek planlarına uşaklık etmeyecek.

* Zaten darboğazda olan çiftçimiz küresel dayatmanın talimatıyla iyice köşeye sıkıştırılıyor; insanımız topraktan, milletimiz Anadolu'dan koparılıyor.

* Büyükbaş çiftliklerini yasaklamaya başladınız bile, yarın çocuklarınıza "Et diye bir şey vardı." diye belgeseller mi izleteceksiniz?

* Milletin ineğini, tarlasını, yaşam  döngüsünü karbon hesabına sıkıştıran bir düzene bizler kul olmayacağız. Bize "Tek dünya, tek aile, tek gelecek." diyorlar ama biz  biliyoruz ki o geleceğin içinde tek bir kültür, tek bir hayat tarzı, tek bir efendi var. Siz, Allah'ın yarattığı çeşitliliğe sırt çevirip  evrensel yazılım şirketlerinin tapulu insan tipini mi kuralım istiyorsunuz? Bakın, bu yasa çevreyi korumuyor; bu yasa doğayı  dijitalleştirip satılabilir hâle getiriyor, bu yasa iklim bahanesiyle irademizi "blockchain"e zincirliyor.

* Şunu asla unutmayın: Bu milletin  karbon ayak izi değil hakikate basan ayak izi var; siz bu yasayı geçirirseniz milletin tarihi de toprağı da sizi asla yazmaz. Bu işin  sonunda "Kandırıldık." demeyelim diye biz buradayız.

* Son çağrımız şudur: Çevreyi değil sistemi korumaya çalışanlardan olmayın. Uyanın çünkü bu yasa bir son değilse bile  başlayan distopyanın ilk perdesidir. Alet olmayacağız.