ENGELLİLERİN SORUNLARI SİSTEMSEL

İYİ Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk, TBMM Genel Kurulu’nda Engelliler Haftası dolayısıyla yaptığı konuşmada, engelli bireylerin yaşadığı sistemsel sorunlara dikkat çekti ve kapsayıcı çözümler önerdi.

İYİ Parti Denizli Milletvekili ve TBMM Başkanlık Divanı Üyesi Yasin Öztürk, 15 Mayıs 2025’te TBMM Genel Kurulu’nda Engelliler Haftası’na ilişkin araştırma önergesi üzerine söz aldı. Öztürk, engelli bireylerin toplumun ayrılmaz bir parçası olduğunu vurgulayarak, “Engelli bireylerin toplumun ayrılmaz bir parçası olduğu gerçeği ne yazık ki ülkemizde yalnızca resmî metinlerde ve özel günlerde hatırlanmaktadır. Oysa gerçek hayatın içinde engelli vatandaşlarımız eğitimden istihdama, sağlıktan ulaşıma kadar birçok temel alanda ciddi yapısal sorunlarla karşı karşıyadır. Bu sorunlar sadece bireysel değil, sistemsel niteliktedir ve toplumun genel duyarlılığıyla siyasi iradenin kararlılığı olmadan çözüme kavuşmaları mümkün değildir” dedi.

TOPLUMSAL FARKINDALIK EKSİKLİĞİ

Öztürk, engelli bireylerin toplumsal algıda yanlış konumlandırıldığını belirtti: “Birincil sorun, toplumsal farkındalık ve empati eksikliğidir. Engelli bireyler çoğu zaman acınacak ya da korunması gereken kişiler gibi algılanmakta, topluma tam ve eşit bireyler olarak dâhil olma hakları göz ardı edilmektedir. Bu da hem fiziksel hem de sosyal izolasyonu doğurmaktadır. Kaldırımların uygunsuzluğu, kamu binalarına erişimde yaşanan zorluklar, toplu taşıma araçlarının yetersizliği, okullarda çocuk engellilerimizin teneffüse inememesi gibi görünürde küçük ama onlar için etkisi büyük sorunlar yüzünden günlük yaşamda engelli bireyler zorlanmaktadır. Yasal düzenlemeler olsa da bu düzenlemelerin sahaya ne ölçüde yansıdığı tartışmalıdır.”

EĞİTİM VE İSTİHDAMDA ENGELLER

Eğitim ve istihdam alanındaki sorunlara da değinen Öztürk, şunları söyledi: “Eğitim alanında ise erişilebilirlik hem fiziksel hem pedagojik açıdan ciddi eksiklikler barındırmaktadır. Özel eğitim desteği alan öğrenciler için yeterli sayıda nitelikli öğretmen yoktur. Ayrıca, engelli bireylerin üniversiteye ve sonrasındaki istihdama katılımı da oldukça düşüktür. Bunun temel nedeni hem sistemin kapsayıcı olmaması hem de özel sektördeki ön yargılardır. Engelli bireyler iş gücüne katılma konusunda engellerle karşılaşmakta, kota sistemleri dahi etkin bir şekilde işletilememektedir.”

SOSYAL HİZMETLERDE YETERSİZLİK

Öztürk, sosyal hizmetlerdeki eksikliklere dikkat çekti: “Sosyal hizmetler alanında da sorunlar göze çarpmaktadır. Engelli bireylerin ve ailelerinin sosyal yardım sistemine erişimi karmaşık ve çoğu zaman yetersizdir. Bakım hizmetleri sınırlıdır ve çoğunlukla kadın aile bireylerinin omzuna bırakılmıştır. Bu da hem kadınların hem de engelli bireylerin yaşam kalitesini düşüren bir kısır döngü yaratmaktadır.”

KAPSAYICI ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Öztürk, çözüm için zihinsel ve yapısal dönüşüm gerektiğini vurguladı: “Çözüm önerileri ise sadece teknik değil, aynı zamanda zihinsel bir dönüşüm gerektirmektedir. Öncelikle, daha kapsayıcı bir toplum inşa etmek için eğitim sisteminden başlayarak engelli haklarına dair bilinçlendirme çalışmaları yapılmalıdır. Yerel yönetimlerden merkezî idareye kadar her düzeyde erişilebilirlik standartları sıkı bir şekilde denetlenmeli ve ihlallere ciddi yaptırımlar uygulanmalıdır. Kamusal alanların tasarımı engelli bireylerin ihtiyaçları gözetilerek düzenlenmelidir. İstihdamda kota sistemi sadece bir formalite olmaktan çıkarılmalı, özel sektöre yönelik teşvikler artırılmalıdır. Ayrıca, engelli bireylerin girişimcilik faaliyetleri desteklenmeli, kooperatifleşme modelleri teşvik edilmelidir. Engelli bireylerin kendi örgütlenmeleriyle karar alma süreçlerine katılımı da sağlanmalı, onların sesine gerçekten kulak verilmelidir.”

EŞİT VE ADİL TOPLUM VURGUSU

Öztürk, konuşmasını şu ifadelerle tamamladı: “Sonuç olarak, engelli bireylerin yaşadığı sorunlar yalnızca bireysel değil aynı zamanda derin bir toplumsal meseledir. Bu sorunları çözmek sadece yasal bir yükümlülük değil insanlık onuruna sahip çıkmanın da bir gereğidir. Gerçek anlamda eşit ve adil bir toplum en zayıf halkasına gösterdiği özenle değerlendirilir. Bir çocuğun tekerlekli sandalyesinden gökyüzüne uzanan bakışı hepimizin insan olmasının gerçek anlamını hatırlatır. İşte, bu nedenle, engelli bireylerin karşılaştığı sorunlara bütüncül ve kalıcı çözümler üretecek bir engelliler bakanlığı kurulması da dâhil yapılacak, atılacak tüm adımları yürekten destekliyoruz.”