BU YALANI KAÇ KEZ DUYDUK?
İYİ Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk, TBMM’de yaptığı konuşmada terör örgütünün bildirisini hatırlattı; “Bu yalanı kaç kez duyduk?” diye sordu.
Bazı Kanunlar ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin 8’nci maddesinin TBMM Genel Kurulunda görüşülmesi sırasında söz alan İYİ Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk, terör örgütünün fesih süreci ile ilgili soru işaretlerini gündeme getirdi.Terör örgütünün bildirisine karşı tek vücut olunması gerektiğini kaydeden Öztürk, TBMM’nin tarihi sorumluluk üstlenmesi gerektiğini belirtti.
Denizli Milletvekili Öztürk, genel kuruldaki konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
* Türk milletinin vicdanını, şehit ailelerinin haykırışını, bin yıldır bu toprakları birlikte vatan yapmış yüce Türk milletinin öfkesini dile getirmek için söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
* Diyorlar ki: "PKK tarihî misyonunu tamamladı." Neymiş o misyon? Kırk yıldır bu ülkenin anaları ile evlatlarını, evlatları ile babalarını mezarda buluşturmak mı? Kırk yıl boyunca vatanın dört bir yanında şehit kanı dökmek mi?
* Askerimizi, polisimizi, öğretmenimizi, doktorumuzu haince pusuya düşürmek mi? Kürt vatandaşlarımızı yanlarında olmadıklarında sindirmek için katletmek mi?
* PKK'nın misyonu kan, gözyaşı ve ihanettir. PKK, bu ülkenin birliğini, beraberliğini bozmaya çalışan emperyalizmin taşeronu ve maşasıdır ve kimse bu örgütü bizlere meşrulaştırmaya kalkmasın. Sözde bildiride PKK'nın silahlı mücadeleyi bırakıp örgütsel yapısını feshettiğini yazıyor.
BU MİLLET BU YALANI KAÇ KEZ DUYDU?
* Allah aşkına, bu millet bu yalanı daha önce kaç kez duydu? Her seçim öncesi, her uluslararası baskı döneminde bu tiyatroyu oynamadılar mı? PKK'nın üst yapısı KCK'yla ilgili hiçbir şey duydunuz mu?
* Bugün sözde fesih kararı ilan eden teröristler yarın sınırda askerimize mayın döşemeye, şehirde bomba patlatmaya devam etmeyecek mi? KCK'nın diğer alt örgütü YPG'yle Suriye'de mücadeleler bitecek mi?
* Bu millet bu filmi çok izledi. Asıl sorulması gereken soru şudur: Bu alçak bildiriyi kaleme alma cesaretini bu hainlere kim verdi? Yirmi üç yıldır bu ülkeyi yöneten AK PARTİ'si "çözüm süreci" adı altında teröristlerle masaya otururken bugünlerin geleceğini düşünmedi mi? Oslo'da, Habur'da,Dolmabahçe'de sergilenen rezaletlerin sonucu bu değil mi? Habur'da teröristleri törenle karşılanırken "Ne mutlu Türk'üm" tabelaları indirilirken şimdi "PKK sizi tükürüğüyle boğar." diyenler baş tacı, kan emici vampirler güvercin öyle mi?
* Bakınız, PKK bildirisi içinde öyle cümleler var ki her biri Türkiye'ye ihanet kusuyor. Neymiş efendim? Lozan Anlaşması ve 1924 Anayasası'yla devlet Kürt halkını inkâr etmiş ve soykırım yapmış. Bu ne densizlik! Bu ne hadsizlik! Bu nasıl bir hainlik! Bu ülkenin kurucu değerlerine düşmanlık eden bu zihniyetle kim masaya oturmuştur, kim görüşmüştür, kim pazarlık yapmıştır?
* Hani bu hainler dış güçlerin piyonu idi, maşası idi, şimdi ne oldu? Şimdi dış güçlerin piyonu, maşası siz mi oldunuz, yoksa dış güçlere teslim mi oldunuz?
* "Türkiye Büyük Millet Meclisi tarihî bir sorumluluk üstlenmelidir." diyorlar. Bu Meclisin sorumluluğu bellidir, bu vatanı böldürmemektir; ettiğiniz yemini hatırlayın ve sadık kalın. Asıl tarihî sorumluluk, PKK'nın bu alçak bildirisine karşı yekvücut durmak, millî birlikten asla taviz vermemektir. Ne yazık ki AK Parti iktidarının yıllardır süren teslimiyetçi politikaları bugün bu Meclisin meşruiyetini bile sorgular hâle getirmiştir. Siz Oslo'da masaya oturursanız, Dolmabahçe'de metin imzalarsanız bugün Kandil'den bildiriler yayınlanır.
* Anlaşılan o ki iktidar bu bildiriyi bile ciddiye alacak ve bir fırsata çevirmeye çalışacaktır, "terörsüz Türkiye" makyajıyla vatandaşlarımıza ilaç diye diye baldıran zehrini yutturmaya çalışacaktır. Biz, vatanı ve milleti sevenler olarak, bu ihanet karşısında dimdik durmaya devam edeceğiz. Bu milletin birliği, beraberliği, vatanın bölünmez bütünlüğü bizim kırmızı çizgimizdir.
NİFAK SOKMAYA ÇALIŞAN YAPININ KARŞISINDAYIZ
*Hiçbir sözde kongre, hiçbir sözde fesih kararı bizim gözümüzde bu hain örgütü aklamaz, aklayamaz. Bu ülkenin doğusu da bizim, batısı da bizim; Kürt kardeşlerimizle aramıza nifak sokmaya çalışan her yapının karşısındayız.
* Kürt kardeşlerimizin sorunlarını terörle, terör örgütleriyle müzakereyle değil Türkiye Büyük Millet Meclisinin iradesiyle ancak çözebiliriz ama bir şartla, devletin üniter yapısı, vatanın bölünmez bütünlüğü ve milletin birliği asla tartışma konusu olamaz.
* Son olarak şunları söylemek istiyorum: Ne pahasına olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti devletini ilelebet yaşatacağız. Yaşasın Türk milleti! Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti! Tanrı Türk'ü korusun, o zaten yücedir.