İYİ PARTİLİ ÖZTÜRK: BU YASA DOĞA DÜŞMANI
"Zeytinliklerin madencilik faaliyetlerine açılması" olarak nitelendirilen, enerji ve maden alanlarına yönelik düzenlemeler içeren Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM'de kabul edilerek yasalaştı. Teklifin görüşülmesi sırasında İYİ Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk de Genel Kurul'da partisi adına konuşma yaptı.

Kamuoyunda "zeytinliklerin madencilik faaliyetlerine açılması" olarak nitelendirilen, enerji ve maden alanlarına yönelik düzenlemeler içeren 21 maddelik Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulunda 4 günlük maratonun ardından kabul edilerek yasalaştı. Kanun teklifinin görüşmeleri sırasında İYİ Parti Grubu adına söz alan Denizli Milletvekili Yasin Öztürk, bu teklifin içeriğini, etkilerini ve arka planındaki anlayışı daha net anlatabilmek için konuşmasını sadece ikinci bölümle sınırlı tutmayıp, teklifin bütünüyle ilgili değerlendirmelerde bulunacağını kaydetti.
"DOĞAYI HEDEF ALAN BİR TEKLİF"
Karşılarında sadece teknik düzenlemeler içeren basit bir metin değil doğayı, hukuku ve toplumu aynı anda hedef alan bütüncül bir zihniyetin ürünü olan bir teklifin durduğunu ifade eden Öztürk, "Milletin iradesini temsil eden vekiller olarak bizler doğanın talan edilmesine, hukukun ayaklar altına alınmasına, toplumun sesinin bastırılmasına sessiz kalırsak bizleri ne tarih affeder ne de milletin vicdanı. Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan bu kanun teklifi yalnızca bir maden veya enerji düzenlemesi değildir. Bu teklif AK PARTİ'nin yıllardır izlediği doğa düşmanı, hukuk tanımaz ve kamu yararını yok sayan yönetim anlayışının bariz bir örneğidir. Her bir maddesiyle çevreyi talan eden, kamu varlıklarını yandaşa peşkeş çeken, Anayasa'yı ayaklar altına alan bu teklif sadece alelade bir metin değil toplumsal vicdanı kanatan bir belgedir." dedi.
"ÇED SÜRECİ İŞLEVSELLEŞTİRİLİYOR"
Bu kanun teklifiyle üstün kamu yararı kisvesi altında doğaya, tarıma, ormanlara, meralara, zeytinliklere ve milletin mülkiyet hakkına açıkça bir savaş ilan edildiiğini vurgulayan Öztürk, "Sözde çevresel koruma adına getirdikleri her düzenleme gerçekten maden ve enerji şirketlerine yeni imtiyazlar sunmakta, doğayı ve geleceğimizi göz göre göre yok etmektedir. Bu teklifin ruhu da, amacı da, etkileri de doğrudan sermayenin hizmetindedir. Teklifin 1'inci maddesiyle "Çevresel etki değerlendirmesi gerekli değildir." kararı kaldırılıyor gibi görülüp aslında ÇED süreci tamamen işlevsizleştiriliyor. Artık bir proje için "ÇED Olumlu" kararı alınmadan da teşvik ve ruhsat başvuruları yapılabilecek." diye konuştu.
Zeytinlikleri korumanın millî bir görev olduğuna işaret eden Öztürk, "Bu kanun teklifinizden köylüler memnun değil, çiftçiler memnun değil, çevreciler memnun değil, hukukçular memnun değil, bilim insanları memnun değil. Peki, kim veya kimler memnun? İktidarla yakın ilişki içindeki büyük sermaye grupları ve yandaş şirketler bu tekliften çok memnun çünkü bu teklif sadece onların çıkarlarına hizmet ediyor; onlara sınırsız ruhsat, bedelsiz arazi, muğlak denetim, keyfî kamulaştırma ve sonsuz teşvik sunuyor. Kısacası bu düzenlemeler doğa ve toplum için değil, yandaş ve rant için hazırlanmıştır." ifadelerini kullandı.
"BU YASA ANAYASA DÜŞMANI"
Öztürk, şunları kaydetti: "Sonuç olarak bu yasa doğa düşmanıdır, bu yasa Anayasa düşmanıdır, bu yasa kamu yararının değil özel çıkarların yasasıdır, bu yasa milletin değil rantı koruyan bir sistemin devamıdır ve bu yasa AK PARTİ'nin artık yönetemediğinin sadece yağmalandığının bir belgesidir. İYİ PARTİ olarak biz bu kanun teklifine topyekûn karşıyız çünkü bu teklif sadece birkaç maddeden ibaret bir düzenleme değil, Anayasa'ya, çevre hukukuna, kamu vicdanına ve toplum yararına açıkça aykırı olan bütünlüklü bir zihniyetin ürünüdür. Bu teklif yalnızca bugünü değil yarını da ipotek altına almakta, yalnızca doğayı değil hukuku ve sosyal adaleti de hedef almaktadır. Bu metin toplumun değil sermayenin menfaatini gözeten, bilimi değil keyfîliği esas alan, ortak geleceği değil günü kurtarmaya odaklanan bir anlayışın tezahürüdür."