ÜN: SUÇU YARADAN’A ATAMAZSINIZ
Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, tarımdaki daralma ve yaşanan sorunları TBMM kürsüsünden haykırdı, bakanlığın mazeretler araksına sığındığını ifade etti. Kuraklığı işaret eden bakanlığa; “Suçu Yaradan’ın havasına atamazsınız” dedi…
Gelecek Partisi Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, TBMM Genel Kurulu’nda önceki günkü görüşmeler sırasında Yeni Yol Grubu adına söz alarak Türkiye’de tarım sektörünün geldiği noktayı ve bakanlığın uyguladığı yanlış politikaları anlattı.
Tarım sektörünün küçüldüğüne dikkat çeken Ün; “Tarım son üççeyrektir küçülüyor, bugün de yüzde 12,7'lik bir küçülme açıklandı. 2001 ekonomik krizinde dahi çift haneli bir rakamı görmemişti tarım sektörü küçülmede. Zirai donun, kuraklığın, hava şartlarının etkisiyle oluşan afetlerin
elbette hepimiz farkındayız, Sayın Bakan da zaten bu mazeretlerin arkasına sığınıyor. Ancak tarımın geçici olarak yaşanan bu olumsuzluklardan etkilenmediğini de görmemiz lazım. Sadece bu mazeretlerin arkasına sığınırsak meselenin ciddiyetini hakikaten idrak etmemiş oluruz. İthalat yüzde 21 artarken, ihracat yüzde 1 düşerken, millî gelirdeki payı on üç yılda yüzde 16,4'ten yüzde 8,8'e düşerken,
kendi kendine yetme kapasitesi yok edilip dışa bağımlılık artarken, kır nüfusu daraltılıp üretim zayıflatılıp ithalat tuzağı derinleştirilirken, maliyet baskısı artırılırken suçu Yaradan'ın havasına atamazsınız” ifadelerini kullandı.
ÇİFTÇİ BU DÖNEMİN MİLLİ MÜCADELİSİNİ VERİYOR
Gelecek Partisi Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün; Ak Parti sıralarına; “Politikalarınız yüzünden üretici ürettiği ürünü değerinde satamayınca nasıl bir ekonomi oluşturabilir?” sorusunu yönelterek konuşmasını şöyle sürdürdü:
* Çiftçi kazanamayınca nasıl yatırım yapabilir? Yatırım yapamayınca verimliliğini nasıl artırabilir?
* Tüm bu zorluklara rağmen bugün hâlâ çiftçilik devam ediyorsa, toprağını ekiyorsa birileri, üretimini devam ettiriyorsa o çiftçiler bu dönemin millî mücadelesini veriyor demektir.
* Değerli milletvekilleri, bu ay hayatın olağan akışına aykırı bir durum yaşadık. Gıda enflasyonunda yüzde 0,69'luk bir düşüş yaşandı, TÜİK öyle açıkladı en azından. Eylül ayında taze sebze, tavuk eti, taze balık, yumurta en çok fiyatı artan ürünlerdi.
* Sadece taze sebze örneğinden gideceğim ben; yüzde 11,95 artış yaşanmıştı eylülde, kasım ayına gelindiğinde ise sebze fiyatları yüzde 9,52 düşmüş. Yani eylülde en çok fiyatı artan 4 kalem ürün, kasım ayına gelindiğinde en çok fiyatı düşen 4 kalem ürüne evrilmiş. Yani çocuklar bile biliyorlar ki yaz aylarında gıda fiyatları düşer, kış aylarında yükselir. Şimdi herkes merak ediyor hâliyle, nasıl bir önlem aldınız da bu iki ayda ekonominin de tarım sektörünün de olağan akışına aykırı, temel esaslarına aykırı bir sonuç aldınız hem de sığındığınız afet mazeretlerine rağmen?
* Şimdi, üretici ürününü satamıyor o nedenle fiyatlar mı düşüyor, öldü pahasına mı gidiyor; yoksa asgari ücretlinin, emeklinin aylıklarının belirlenmesinde etkili olan enflasyon rakamlarını düşük göstermeye yönelik bir masa başı operasyon mu yönetiyorsunuz? Bunun her ikisinin de sonucu, cevabı fecaattir.
DENİZLİLİ ÇİFTÇİ BANKADAN ELİ BOŞ DÖNÜYOR
* Şehrimiz Denizli'mizin çiftçilerinin bir feryadını da iletmek istiyorum: Maalesef çiftçilerimiz çiftçiye gitmesi gereken krediyi tüpçüye veren bankamızın kapısından eli boş dönmek zorunda kalıyor. Düşük faizli krediye ulaşamazlarsa kanuni hakları olan desteklerin çok altında verilen teşviklerle maliyetlerin altında ezilmeye devam edecekler.
* Anadolu'da -sizler daha iyi bilirsiniz- bir tabir vardır "Gücü malına yeter." diye. Borcunu harcını kapatabilmek için gücünü malına yetirmek zorunda kalan çiftçilerimiz var ve bunlar hiç azımsanacak düzeyde değil. Kredi borçlarından bunalan çiftçilerimiz traktörlerini, tarlalarını satmak zorunda kalıyor. Bu çığlığı ne zaman duyacaksınız?




