YAŞAR NE YAŞAR NE YAŞAMAZ!
TOKİ’nin 500 bin konut projesinde gençlere yönelik sınırlamaları meclis gündemine taşıyan Gelecek Partili Ün; “Bir genç, hukuki yükümlülükler söz konusu olduğunda 18 yaşında yetişkin ve ailesinden bağımsız biriyken; sosyal hak ve imkânlar söz konusu olduğunda neden hala anne-babasının hanesine, onların tapusuna zincirleniyor?” diye sordu.
TBMM’de bütçe görüşmeleri sürüyor. 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi görüşmeleri sırasında Yeni Yol Grubu adına söz alan Gelecek Partisi Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün; TOKİ projelerinde gençlere yönelik kısıtlamaları gündeme getirdi.
Gençlerin hukuki yükümlülükler söz konusu olduğunda 18 yaşında, yetişkin ve ailesinden bağımsız bir birey olarak anıldığını ancak sosyal haklar ve imkanlardan faydalanmak söz konusu olduğunda ise anne ve babasının hanesine hapsedildiğini ifade etti.
Bu sözler ünlü yazar Aziz Nesin’in ödüllü romanı ve tiyatro oyunu ‘Yaşar ne yaşar ne yaşamaz’ adlı eserini hatırlattı.
500 BİN KONUT PROJESİ ÇELİŞKİLERLE DOLU…
TOKİ’nin tüm Türkiye genelinde yürüttüğü ve başvuru topladığı 500 Bin Konut projesine değinen Ün; “TOKİ'nin 500 bin konutluk projesi kendi içinde çelişkilerle dolu. Deniliyor ki; ‘30 yaş altındaki genç, anne veya babasının üzerine kayıtlı bir tapu varsa projeye başvuramaz’… Bu şart gençlerimize âdeta hukuki bir kambur niteliğindedir. Zira bu devlet gencini 18 yaşına bastığı an resmen ve hukuken tek başına bir birey olarak tanıyor. 18 yaşından sonra anne babasının sigortasından faydalanamıyor, sigorta primi ödüyor. 18 yaşından sonra yetim aylığı kesiliyor, aileden koparılıyor. Yeşil pasaporttan başlayarak resmî hakları anne baba üzerinden himaye devam ettirilmiyor. Peki, soruyoruz; bu genç hukuki yükümlülükler söz konusu olduğunda 18 yaşında, yetişkin ve ailesinden bağımsız bir bireyken sosyal hak ve imkânlar söz konusu olduğunda neden hâlâ anne babasının hanesine, onların tapusuna zincirleniyor?” ifadelerini kullandı.
BORCA GELİNCE YETİŞKİN, HAKKA GELİNCE ÇOCUK
Gelecek Partisi Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, TBMM kürsüsünden yaptığı konuşmasını şöyle sürdürdü:
*Bu düzenleme gençlerin kendi yuvasını kurma idealini cezalandırıyor. Evlenmiş, ayrı yuva kurmuş ancak henüz 30 yaşını doldurmamış bir gence "Babanın evi var, annenin memlekette tarlası var, o yüzden sen bu hakkı alamazsın." demek gençleri cezalandırmak demektir.
* Bu düzenleme, gençleri 30 yaşına kadar ekonomik ve hukuki olarak ev gençliğine mahkûm ediyor. Bir devlet geleceğini kurması gereken gençleri himaye etmesi gerekirken haneye, ümitsizliğe hapsedemez. Devlet, gencin omzuna yük bindiren, yuva kuracağı kapıyı kilitleyen bir mekanizma değildir. Genci borca gelince yetişkin, hakka gelince çocuk sayan bu çelişkinizden kurtulun.
* Projenin bir diğer çelişkisi, konutların yaklaşık üçte 1'i 55 metrekarelik 1+1 daire olması... Aile yılındayız, aile on yılında olacağız, en çok duyduğumuz söz, kelime "aile" ama aile olmaya dair her şeyi erozyona uğratıyorsunuz. 1+1 dairede nasıl aile kurulmasını hayal ediyorsunuz?
* Aileyi güçlendirdiğini iddia eden bir yönetimin yaşamı tek odaya sıkıştıran projesi aileyi, çocuğu önceleyen bir proje değil, yalnızlığı betonla kalıcılaştırma projesidir. Mahremiyeti sağlamayı, çocuğa yer açmayı düşünmeyenler aileden bahsederken biraz mahcup olsunlar lütfen.
* Aile, nutukla değil, erişilebilir meskenle olur. Tek odaya sığdırılan hayatlar güçlü bir aileyi değil, ertelenmiş geleceği üretir.
DENİZLİ’DE 3 YILDIR BEKLİYORLAR
* TOKİ projelerinden bahsetmişken şehrimin de bir mağduriyetini ifade etmek istiyorum. Tarihin en büyük sosyal konut projesi olarak lanse ettiğiniz İlk Evim, İlk İş Yerim ve İlk Evim Arsa Projesi'nin kurası 2023'ün martında çekilmişti. Denizli'ye düşen 500 arsanın hak sahipleri de belli olmuştu.
* Üç yıldır haber bekliyor bu insanlar, kendilerine tek bir açıklama yapılmış değil bu süreçte. Bu insanlar burada hak sahibi oldukları için başka projelere de başvuramıyorlar çünkü yasak.
* Bu belirsizliği gidermek için Sayın Bakandan bir açıklama bekliyoruz. Bu sözü eğer yerine getiremeyecekseniz başka projelere kuralsız şekilde dâhil olmalarını sağlayın ama bu mağduriyeti giderecek bir düzenlemeyi mutlaka yapın.




