CHP’Lİ ARPACI, YEREL BASININ SORUNLARINI MECLİS GÜNDEMİNE TAŞIDI
CHP Denizli Milletvekili Şeref Arpacı, yerel basının sorunlarını 24 Temmuz Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü’nde Meclis gündemine taşıdı. Yerel basının bütün basın yayın yaşamının kılcal damarları gibi olduğunu belirten Arpacı, “Özellikle de özgür ve bağımsız bir yerel basın demokrasinin yerelden inşası için oldukça önemlidir” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Denizli Milletvekili Şeref Arpacı, 24 Temmuz Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü’nde yerel basının sorunlarını TBMM gündemine taşıdı. Hukukun, demokrasinin, temel hak ve hürriyetlerin hâkim olduğu toplumlarda basın yayın organlarının, halkın doğru haber alma hakkını sağlamanın en önemli unsurlarından biri olduğunu belirten Arpacı, “Özellikle de özgür ve bağımsız bir yerel basın demokrasinin yerelden inşası için oldukça önemlidir” dedi.
Demokratik ülkelerde yasama, yürütme ve yargı erklerini kamu adına denetleyen dördüncü güç olarak tarif edilen, özgürlüğü ve bağımsızlığı üzerinde hassasiyetle durulan basının Türkiye’de özgür olmadığını vurgulayan Arpacı, önergesinde şunları kaydetti:
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ 1 YILDA 16 BASAMAK GERİLEDİ
Türkiye, 2023 yılı Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 180 ülke arasından 165’inci sırada yer almaktadır. Türkiye bu endeskte geçen yıla göre 16 sıra birden gerilemiştir. Medya kuruluşları mali ceza, tehdit ve ambargo ile otosansüre zorlanırken gazeteciler gözaltı ve tutuklamalarla sindirilmeye çalışılmaktadır. Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın (TGS) verilerine göre 2023 yılı Temmuz ayı itibarıyla Türkiye’de 34 gazeteci tutuklu bulunmaktadır.
2022’DE 60’TAN FAZLA GAZETECİ SALDIRIYA UĞRADI
Gazeteciler Cemiyeti tarafından hazırlanan Medya İzleme Raporu’nda tespit edilebildiği kadarıyla 60’tan fazla gazeteci 2022 yılı içinde polisten, yerel güç sahiplerinden, siyasetçilerden, kimliği gizli saldırganlardan, haberlere konu olan kişilerden gelen saldırılarla karşılaşmıştır. Tespit edilebilen 60 civarındaki saldırı vakasının içinde yerel basın çalışanlarına yönelik şiddet yüzde 50’yi aşmıştır. Saldırılara karşı cezasızlık en çok eleştirilen konuların başında gelmektedir. Meslek örgütleri açıklamalarıyla ve suç duyurularıyla gazetecilere yönelik şiddet faillerinin cezalandırılmasını, olası yeni saldırıların önlenmesi için caydırıcı tedbirler uygulanmasını istense de yöneticiler bu yönde adım atmamıştır. Gazetecileri tehdit etmek, onları köşeye sıkıştırıp darp etmek, şiddet yoluyla yazılarını önlemeye çalışmak özellikle yerel medya çalışanları açısından adeta sıradanlaşmıştır. 2021’de radyo yayıncısı Hazım Özsu dini yorumlarını beğenmeyen bir dinleyici tarafından öldürülmüştür. 2022’de de gazeteci Güngör Arslan öldürülmüştür.
GAZETECİLER YOKSULLUK SEVİYESİNDE, ASGARİ ÜCRET VE ALTINDA MAAŞLARLA GÖREV YAPIYOR
Gazeteciler Cemiyeti tarafından hazırlanan Gazetecilerin Mesleki Memnuniyeti 2022 Araştırma Sonuçları Raporu'na göre, gazeteciler yoksulluk seviyesinde, asgari ücret ve altında maaşlarla görev yapmaya çalışmaktadır. Sıklıkla işsiz kalma ve yargılanma endişesi taşımaktadır. Gazeteciler ağır siyasi atmosfer, şiddet, sansür ve otosansür ortamında günlük yasal çalışma süresinin üzerinde, yer yer 13 saati aşan mesailerle görev yapmak zorunda kalmaktadır. Araştırma sonuçlarına göre gazetecilerin sadece yüzde 46,8’i yasal çalışma süresi olan 8 saat ve altında çalışmaktadır. Aralık 2022 itibariyle gazetecilerin yüzde 38,1’i yani üçte birinden fazlası asgari ücret ve altında maaş almaktadır. Gazetecilerin yüzde 82,2’si 10 bin TL altındaki ücretlerle geçinmeye çalışmaktadır.
MASRAFLAR ARTIYOR, TİRAJLAR DÜŞÜYOR
Ekonomik kriz sonrası önlenemez bir biçimde çıkmaza sürüklenen yerel gazeteler, doların kontrol edilemez artışı sonucu kağıt ve baskı masrafları nedeniyle büyük sorunlar yaşamaktadır. Türkiye’de 2020 yılında yayınlanan tüm gazete ve dergilerin toplam tirajı 2019 yılına göre yüzde 20,9 azalmıştır. 2021 istatistikleri ise 2022’nin Temmuz ayında yayınlanmıştır. Buna göre tüm gazete ve dergilerin sayısı 2020’ye göre yüzde 6 azalmış, toplam tirajları ise yüzde 7,2 azalarak 925 milyon 56 bin 17 olmuştur. 2015’te gazete ve dergilerin toplam tirajının 2,1 milyar olduğu dikkate alınırsa son yıllarda yazılı basında bir kültürel çölleşmeden söz etmek mümkündür. Ülkede basın özgürlüğü atmosferini belirleyen ekonomi-politik nedenler ve düzenleyici kuruluşların uygulamaları dikkate alındığında bu dramatik düşüşün sadece dijitalleşmeyle açıklanamayacağı söylenebilmektedir. Özellikle yerel basın, farklı seslerin duyulması ve toplumun taleplerinin dile getirilmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Yerel basın, bütün basın yayın yaşamının kılcal damarları gibidir.
YEREL BASININ BİRLEŞMESİ ÇOK SESLİLİĞİ YOK ETTİ
Basın İlan Kurumu’nun “yerel medyanın nitelik ve etkinliğini arttırma” iddiasıyla başlattığı yerel gazetelerin birleşmesi çalışmaları sonucunda Türkiye’deki yerel basını birleşmesi hedeflenmiş ve birçok ilde farklı görüşlerdeki gazete, baskılar sonucunda birleşmek zorunda kalmıştır. Bu durum yerel basının çok sesliliğini ortadan kaldırmış, yerel basının yerel sorunları ülke gündemine taşıma misyonunu yok etmiş, sadece ilan alan birer mecraya dönüştürmüştür.
DESTEK BEKLERKEN TASARRUF GENELGESİNE TAKILDILAR
Yerel basın üzerindeki kamu gücü de önemli bir sorun olarak kendini göstermektedir. Kimi il ve ilçelerde yerel basın mensupları vali, kaymakam ya da belediye başkanları tarafından programlara alınmamaktadır ve daha da vahimi bu baskı uygulaması sıradanlaşmıştır. Öte yandan 30 Haziran 2021 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzası ile yayınlanan 'tasarruf genelgesi' ile kamu kurum ve kuruluşlarına gazete alınmaması, zorunlu ilânlar dışında ilân yayımlatılmaması yönünde talimat verilmiştir. Gerçeğe, doğru bilgiye daha fazla ihtiyaç duyulan günlerde alınan bu karar tüm toplumun zararınadır. Bu karar, pandemi, ekonomik kriz ve dijitalleşme ile zaten büyük zorluklar yaşayan yazılı medyaya bir darbe daha vurmuştur. Yerel gazeteler devletten destek beklerken bu genelge ile nefes alamaz hâle gelmiştir.
AKP’NİN SANSÜR YASASI YEREL BASINI DA ZORA SOKTU
Öte yandan 18 Ekim 2022 günü Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren ve kamuoyunda Dezenformasyon Yasası olarak isimlendirilen 7418 Sayılı Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile internet haber siteleri de yeni yaptırımlarla karşı karşıya kalmışlardır. Yasanın 29. Maddesi “Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır” hükmü ile gazetecilerin mesleklerini icra ederken yeni bir baskı ile karşı karşıya bırakmıştır. Kanuna bağlı olarak 1 Şubat 2023 günü Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Resmi İlan ve Reklam Yönetmeliği ile Anadolu'da zor koşullarda yayıncılık yapmaya çalışan internet haber sitelerine yeni yaptırımlar getirilmiştir. Zaten ekonomik olarak birçok engeli aşmak zorunda kalan internet haber siteleri resmi reklam alabilmek için bölge koşullarına göre çalışan istihdam etmek zorunda bırakılmış, zaten düşük olan reklam gelirlerinden yüzde 15 Basın İlan Kurumu'na komisyon ödemek durumunda kalmaktadırlar. Resmi ilan için 24 aylık bekleme süresi oldukça uzun bir süredir.
YÜZDE 20’LİK VERGİ REKLAM İPTALLERİNE NEDEN OLUYOR
Yerel basının varlığının sürdürülebilmesi için reklam vergisi oranlarının gözden geçirilmesi ve Basın İlan Kurumu'nun komisyon oranlarının düşürülmesi gibi adımlar atılması gerekmektedir. Türkiye'de yerel basının karşı karşıya kaldığı mali sorunlar da önemli bir konudur. Reklam vergisi (KDV) oranlarının yüzde 20 olması nedeniyle reklamların iptal edilmesi yaygın bir durumdur. Yerel basın özellikle bu durumdan olumsuz etkilenmekte ve zor anlar yaşamaktadır. Ayrıca, Basın İlan Kurumu'nun komisyon oranlarının yüzde 15 olması da yerel basın için ciddi bir mali yük oluşturmaktadır. Yerel gazetelerin ilan gelirleri üzerindeki bu yüzde 15'lik kesinti, onların maddi kaynaklarını etkilemekte ve sürdürülebilirliklerini engellemektedir.
YEREL BASININ DESTEKLENMESİ GEREKMEKTEDİR
Dünya genelinde yerel basın teşvik edilirken, Türkiye'de yerel basının maddi kaynakları kamuya yönlendirilmekte ve bu da yerel basının zor durumda kalmasına neden olmaktadır. Yerel basın, toplumun haber alma özgürlüğünü sağlayan ve yerel haberleri kapsayan önemli bir kurumdur. Dolayısıyla, yerel basının maddi kaynaklarının güçlendirilmesi ve desteklenmesi gerekmektedir. Bu nedenlerle yerel basının yaşadığı sorunların tespiti ve çözümleri için gerekli önlemlerin alınması amacıyla Meclis bünyesinde bir araştırma komisyonu kurulması gerekmektedir.