AKŞENER: SAVAŞ İLANI OLARAK KABUL EDİYORUM. VARIM!

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener: “Belediye meclis üyesi diplomasi yapıyor parti adına… Mesela Ankara’yı paylaşmışlar, isimlerine kadar… Şimdi bu ne demek biliyor musunuz? Bir siyasi partinin iç işlerine karışmak demektir. Şimdi şu an itibariyle bir savaş ilanı olarak kabul ediyorum. Varım… Varım... Buyursunlar”

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener aday tanıtımı için gittiği Uşak’ta partisinin il merkezide gazetecilerin sorularını yanıtladı. Akşener partisinin içişlerine karışıldığını iddia etti, bunu bir savaş olarak nitelendirerek; “Varım! Buyursunlar… ” dedi.

‘ÇOK BÜYÜK GÜNAH’

TBMM Genel Kurulu sırasında hükümeti eleştirirken fenalaşan Saadet Partisi Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez’e yönelik AKP sıralarından yükselen ‘Allah’ın gazabı böyle olur’ çıkışına değinen Akşener; “Mecliste o seslerin duyulması çok korkunç bir şey. Yani gerçekten çok korkunç bir şey… Bunun üzerinde durulması lazım. Artık TBMM bu milletin seçtiği milletvekillerinden oluşan, Gazi Meclis diyoruz en son 2016 Temmuz’unda FETÖ’cüler tarafından bombalanmış, o gün Milli beraberliği el ele tutuşmayı başarmış bir meclis…

Netice itibariyle o mecliste muhalefet ve iktidar var. Muhalefet elbette iktidarın yaptığı bazı yanlışlıkları ki, şu anda pek çok yanlışlık var, onları eleştirecek.

O eleştirmenin neticesini almak yerine üzülüp, bunları telefi etmek lazımken, ‘Allah’ın gazabı böyle olur’ demek son derece yanlış. Dinimiz açısından da çok büyük günah. Dolayısıyla artık bunların sona ermesini diliyorum” ifadelerini kullandı.

‘İSTANBUL’DAKİ MECLİS ÜYESİ KRİZİ’

İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nde istifa eden grup başkanvekilinin yeniden seçilmesine ilişkin soruya da yanıt veren Akşener; “İstanbul’da belediye meclis üyelerimizin kendi aralarında bir yani partiden bağımsız bir karar verdiler. İstifa etmiş bir arkadaş yeniden grup başkanlığına seçildi. Sonra iz onları parti olarak, İstanbul İl Başkanlığı disipline verdi. Disiplin süreci devam ederken de bu arkadaşlarımız istifa ettiler.

Şimdi elbette giden her arkadaşım için ben çok üzülürüm. Bugüne kadar prensip kararı aldım. Ve hep uydum, parti kurulduğundan beri hep uydum. Hiçbir zaman, bizden ayrılan bir arkadaşımıza bir başka partiye geçmiş olsa da hakaret etmedim.

Fakat ne hikmetse ayrılan bütün arkadaşlarımızın, geçen dönem de dahil olmak üzere taşladıkları tek bir pencere oluyor o da İYİ Parti’nin penceresi. Taş attıkları tek bir kapı oluyor o da İYİ Parti’nin kapısı… Bunun da anlamakta çok zorlanıyorum.

Biz gidene saygı duyuyoruz. Ben çok üzülüyorum. Bir milletvekili, bir meclis üyesi dışında, normal bir kendi gelip üye bir arkadaşımızın da bir şekilde kızıp veya incinip veya üzülüp ayrılması aynı derecede beni üzer. Dilerdik ki bunlar olmasın” diye konuştu.

‘AMAN YANLIŞ ANLAŞILMASIN, İŞBİRLİĞİ DEĞİL’

Akşener sözlerini şöyle sürdürdü:

* Ama ilginç bir şey var şimdi… Biz tek başımıza seçime girme kararı aldık.

* Bu kararı çok konuşarak aldık ve her şeyimiz şeffaf olduğu için GİK’te tam 9 saat, sabah ve öğleden sonra olmak üzere tam 9 saat tartışarak aldık. Gizli oylama yaptık. 14 arkadaşımız ‘evet’ verdi.
* Geri kalan 35 arkadaşımız da ‘hayır’ oyu verdi. Bakın ‘işbirliği’ demiyoruz adına. Yani beraber CHP ile birlikte yol yürümeye ‘evet mi, hayır mı’ dedik.

* Aman yanlış anlaşılmasın; ‘işbirlikten yana mısınız değil misiniz’ de değil. İşbirlikçi olunmasın diye kavramsal olarak… Sonuçta hayır çıktı ve ona uyuyoruz
* Şimdi bu kadar demokrasiye uygun ve hakikaten arkadaşlarımla gurur duyuyorum. Her bir arkadaş bir diğer arkadaşımızı farklı düşünen diğer arkadaşımızı ikna etmek için argümanlar üzerinden yürüdü. Müthiş bir şeydi. Keşke kayda alabilseydik. Fevkalade bir durumdu.

* Ben o zaman gördüm ki, bizim partimiz mutlaka ve mutlaka iktidar olmalı. Yani iktidar olmak için kurulmuştuk ama iktidar olmalı…

* Çünkü bu kadar ekspertiz sahibi, bu kadar demokrasiye saygılı ve demokrasiyi içselleştirmiş bir başka topluluğu bir başka siyasi yapıda bulmak mümkün değil. Bu kadar iddialı konuşuyorum.

* Şimdi bunun ötesinde, bu kararı beğenmemek mümkündür. Bu karara uymuyorum demek de mümkündür. Bu karara uymuyorum, beğenmiyorum dediğiniz zaman istifa edeceksiniz.

* Yani işin saygı kısmı budur. Demokrasiye olan saygı da budur. Beğenmeme hakkınız var. Bazı arkadaşlarımız ayrıldılar. Gayet yani, saygılı bir biçimde ayrıldılar. Hiçbir şey demiyoruz. Dolayısıyla Allah haklarında hayırlısını versin.

‘PAZARLIKLAR YAPILMIŞ…’

Akşener, Ankara ve İstanbul için pazarlıkların yapıldığını belirterek şöyle konuştu:

* Ama bu arkadaşlarımızın başındaki arkadaşımızın enteresan bir yanı oldu. O da şu; dün akşam bir televizyon programında, benim bilgim dahilinde hem Ankara’da hem de İstanbul’da şey yapılmış, pazarlıklar yapılmış. Arka kapı diplomasisi yapılmış.

* Benim bilgim yok. Teşkilat başkanımızın bilgisi yok. Yerel yönetimler başkanımız onun bilgisi yok. Neye göre yapılmış?

* Bir başka şey daha var soru… İlk defa biz… Ben böyle komplo işlerine pek inanmam da… Ama ilk defa partimize yönelik kurumsal bir operasyon olduğu ortaya çıktı dün. En ilginci bu…

* Çünkü yani ben bu diplomasiyi yapan arkadaşımızın yaptığı diplomasiden haberdar değilim ama diplomasiyi yapılan kişilerle konuşabilme yeteneğine sahibim. Nasıl oluyor bu iş? Genel başkanına veriyor… Belediye meclis üyesi diplomasi yapıyor parti adına… Mesela Ankara’yı paylaşmışlar, İstanbul’u bilmiyorum… İsimlerine kadar…

* Mesela, Polatlı’ya eski Ankara il başkanımız, GİK üyemiz Yetkin Öztürk gelecekmiş. Gölbaşı’na… Ama bunlar CHP’den aday olacakmış… Bu arada ben öyle anladım yani konuşmadan… Daha enteresanı daha ilginci de, Gölbaşı’na Yokup Odabaşı gelecekmiş. Hiçbirinden haberim yok.

* Şimdi bu ne demek biliyor musunuz? Bir siyasi partinin iç işlerine karışmak demektir.

* Biz bunu 1997’de Doğru Yol Partisi’nde yaşadık. Dolayısıyla ben bu konuda idmanlıyım. Şimdi şu an itibariyle bir savaş ilanı olarak kabul ediyorum. Varım… Varım... Buyursunlar…