DENİZLİ’DEN ‘İSRAİL İLE TİCARETİ KESİN’ ÇAĞRISI

Direniş Çadırı sivil inisiyatifi tarafından İsrail'le ticareti durdurulması için Candoğan Parkında basın açıklaması düzendi. Açıklamaya Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da katılarak konuşma yaptı.

 

Direniş Çadırı adındaki sivil inisiyatif tarafından Türkiye'nin her yerinde "İsrail'le ticareti durdurulması ve Filistin'e ihanetin sona ermesi" basın açıklaması yaptı. Denizli'de de Direniş Çadırı sivil inisiyatifi, Candoğan Parkında basın açıklaması düzedi. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun da katılarak bir konuşma yaptığı eylemde Muhammet Emin Korkmaz, platform adına basın açıklamasını okudu.

Gazze'nin Ramazan'ı soykırımla geçirdiğini, 'yerli işbirlikçiler durdurulsun, kanlı ticaret kesilsin' taleplerinin görmezden geldiğini ifade eden Korkmaz, İsrail işgal güçlerinin, Filistin halkına uyguladığı aleni soykırımın 173. gününde olunduğunu, İsrail'in NATO üyesi devletlerden aldığı açık destekle Gazze halkını acımasızca katlettiğini, 7 Ekim’den bugüne tüm dünyanın gözleri önünde Filistin halkının, atalarından miras kalan kendi topraklarında bir soykırıma maruz bırakıldığını söyledi.

Korkmaz, "İstilacı ve katliamcı İsrail devletinin kana susamış ordusu, insanlığın asırlardır üzerinde ittifak ettiği ahlaki ve insani ilkeleri çiğnemek konusunda hiçbir tereddüt göstermemektedir. İşgalci teröristlerin, İşledikleri cinayetleri şımarıkça kayda alarak 2 milyara yakın Müslüman dünyanın gözleri önüne sermek noktasında da bir korkularının olmadığı görülüyor. Onlara bu cesareti ve özgüveni veren şeyin; geri kalan dünyanın 3 maymunu oynaması olduğunun şuurundayız. Gazze halkı, meşru direnişini ortaya koyarken onları yaralayan bir diğer nokta, geri kalan dünyadaki iktidar ve sermaye sahiplerinin, bu ahlaksız orduya ve devlete verdikleri destek ile halkların suskunluğudur" dedi. 

Ramazan ayı öncesinde Gazze’de ateşkese ulaşma ümidi gerçekleşmediği gibi bugünlerde Refah’a yönelik kapsamlı bir saldırının da yolda olduğu ilan edildiğinin altını çizen Korkmaz, "Açlıkla boğuşan çocukların kaybettiği tebessüm, İsrail’le ticareti ve siyaseti kesmeyen sermaye sahiplerine, iktidar sahiplerine ve tepkisiz kalan halkların kalplerine bir vicdan oku gibi saplanmalıdır. Gazze artık içimizdeki yara değildir! Gazze insanlığa dair son umut ve son kaledir! Kutsal Ramazan günlerinde açlıktan ölen her çocuk, ağıt yakan her anne, çaresiz bırakılan her baba, yitip giden özümüzün ve bir daha gelmemek üzere kaybolan değerlerimizin, bize ihanetimizi hatırlatmasıdır." ifadesini kullandı.

Gazze’de çocukların açlıktan öldüğünü belirten Korkmaz, "Bizler Türkiye'de iftar sofralarımıza otururken; Gazze’de, hayvan yeminden yapılan yiyeceklerle hayatta kalmaya çalışan insanları görüyoruz. Sahura kalkarken; denize doğru atılan yardımların peşinde koşmak zorunda bırakılmış binlerce kişinin çaresizlikle çırpınışını izliyoruz. Her gün korkunç şekilde yaralanmış, feryat eden, yardım isteyen çocukların, kadınların, erkeklerin görüntülerini izliyoruz. Yediğimiz sıradan yemeklerden, yaşadığımız mütevazı hayatlardan utanır bile olduk. Çocuklarımızın yüzüne bakmaktan haya eder, hicap duyar hale geldik" diye konuştu.

Türkiye'nin işgal rejimine hayat veren ticari ilişkilerini hala sürdürmesinden dolayı utandıklarını anlatan Korkmaz, "Bugün, Gazze halkı açlıkla mücadele ederken, işgal devletinin sebze ve meyve ihtiyacının %55’i Türkiye’den karşılanıyor. Gazze’de kuvözdeki bebekler elektrik yokluğundan hayatını kaybederken, İsrail’e elektrik satmaya devam ediyor.  İşgal ordusunun uçakları, Filistin halkının tepesine bombalar yağdırırken, Türkiye firması İçdaş, İsrail’in ihtiyaç duyduğu çeliği tedarik ediyor. Gazze, işgalciler tarafından yerle yeksan edilmişken, Türkiye’den işgalin çimento ihtiyacını karşılıyor."

İşgal'in petrol ihtiyacının yüzde 60’ını Kazakistan ve Azerbaycan’dan sağladığını, bu petrolün Bakü-Ceyhan-Tiflis boru hattı aracılığıyla Ceyhan’a taşınıp oradan İsrail’e nakledildiğini dile getiren Korkmaz, "Siyonist İsrail Devleti’nin verilerine göre Türkiye, 7 Ekim’den bu yana terör devletine en çok meyve-sebze ihraç eden iki ülkeden birisi konumundadır. Denizli İhracatçıların Birliğinin kendi raporlarındaki verilere göre İsrail, Denizli’nin ihracat yaptığı 140 küsur ülkeden en çok ihracat yaptığı ilk 10 ülke arasında. Bu da yetmezmiş gibi 2024 Şubat ayında Denizli’mizin katil İsrail ile yapmış olduğu ihracat; geçen yılın aynı dönemine göre %6,17 artmış durumdadır. Demir çelikten gıdaya, dikenli tellerden petrole kadar her türlü sektörü kapsayan bu kanlı ve lânetli ticaret; işgale, insansızlaştırmaya, katliama ve soykırıma ortak olmaktır! İyi, doğru ve güzel tüm değerlere ihanettir! Affedilmez bir cinayet konumundadır!" dedi.

İsrail'le ticaretin durdurulmamasın utandıklarını ve kahrolduklarını belirten Korkmaz, "İsrail’le ticaretin kesilmesi sembolik bir tavır alıştan ibaret değildir. Yalnızca işgal devletine petrol sevkiyatının durdurulması dahî İsrail’i ateşkese zorlayacak en güçlü faktörlerden biri olacaktır. Bu sayede Siyonist savaş ve katliam makinesi tekleyecek, Direniş için güçlü bir hamle fırsatı oluşacaktır. Bugün eğer İsrail’le ticaret devam ediyorsa bunun sorumlusu siyasi iktidardır. Siyasi iktidar, en azından Uluslararası Adalet Divanı’nın verdiği ara kararı gerekçe göstererek, İsrail’le Türkiye arasındaki ticareti bir an önce bitirmek zorundadır. İşgal devletinin, soykırımcı saldırganlığını dizginlemenin en önemli ayaklarından biri budur! Bugüne kadar “Biz kazanırsak, Gazze sevinecek!” diye oy toplayanların, bugün “Ne yapalım, gücümüz yetmiyor!” diye yazıklanmalarını asla ama asla kabul etmiyoruz! Siyasi iktidarın en azından İsrail’e yardım etmemeye gücünün yeteceği konusunda hiçbir şüphemiz yok" diye konuştu.

Ticareti bile kesmeyenlerin, yerel seçimlerde propaganda yaparken Gazze’yi dillerine dolamalarının, utanç verici olduğunu savunan Korkmaz, "İsrail’le ticarete kesin bir son verilmelidir. İsrail her açıdan kaskatı bir boykot duvarıyla çepeçevre sarılmalıdır. Ticaret, diplomasi, eğitim, sanat, spor, sağlık, akademi gibi hayatın her alanında İsrail’e geçitsiz ve tavizsiz bir abluka uygulanmalıdır.   Gazze’nin her yerine kesintisiz ve yeterli insani yardım ulaştırılması sağlanmalıdır. Gazze halkı göz göre göre açlıktan ölmeye terk edilmemelidir. İsrail’i koruyan ABD’nin ve NATO’nun etkisinden bir an önce çıkılmalıdır. Kürecik Radar Üssü kapatılmalıdır. İncirlik Üssü’ndeki ABD askerleri ülkelerine gönderilmelidir. Bu ülkede, bu kadim topraklarda soykırım destekçilerinin askeri ve siyasi güçlerine yer bulunmamaktadır" ifadelerini kullandı. 

Kınamaların yeterli olmadığını öne süren Korkmaz, "Gazze’ye yönelik soykırım hakkında saydığımız somut, fiili, etkili ve gerçek adımlar atılmak zorundadır. Sizler bu taleplerimizin takipçisi olacağız. Bu taleplerimiz hayata geçirilmedikçe, dalga dalga büyüyecek, biner biner artacak ve iki elimizi siyasi iktidarın ve kanlı, işbirlikçi sermayedarların yakasından ayırmayacağız" dedi.