‘’İHRACATIMIZ ARTARAK DEVAM EDECEK’’

Muhabirimiz Atanail Altınoluk, Denizli ve Türkiye’nin yakından tanıdığı bir isim olan Denizli İhracatçılar Birliği (DENİB) Başkanı, TİM Başkan Vekili ve iş adamı Süleyman Kocasert ile bir röportaj gerçekleştirdi.  2017 yılını ‘Atılım Yılı’ olarak belirlediklerini vurgulayan Kocasert,  ciddi bir ara eleman eksikliği yaşandığını ve ara eleman yetiştirmeye daha çok önem verilmesi gerektiğinin altını çizdi.

 ATANAİL ALTINOLUK: Öncelikle bize vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz. Bize biraz kendinizden bahseder misiniz ?

 

SÜLEYMAN KOCASERT: Buldan/Denizli’de 1971 yılında dünyaya geldim. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü’nden mezun olmamın ardından Uluslararası Pazarlama Stratejileri üzerine yüksek lisans yaptım. Özel sektörde uzun süre ihracat pazarlama müdürü ve genel müdür olarak görev yaptım.Şu anda Modeko Tekstil’in sahibi olarak ev tekstili ürünlerini Avrupa ülkelerine ihraç ediyorum. Sivil Toplum Kuruluşlarında bulunmaya özen gösteriyorum. Spora oldukça meraklıyım. Yamaç paraşütü, binicilik, dalış, atıcılık, motosiklet ve doğa sporlarını fırsat buldukça yapmaya çalışıyorum. Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu (TUSF) Yönetim Kurulu üyeliği, 2005 yılında İzmir’de düzenlenen Universiad’ın kafile başkanlığı, Avrupa Üniversite Sporları temsilciliği görevlerinde bulundum. 2010 yılından bu yana DENİB Başkanı, 2014 yılından itibaren ise TİM Başkan Vekili olarak görev yapıyorum. Bu süreçlerin tamamında en büyük desteği ailemden alıyorum. Evli ve üç çocuk babasıyım. Ailemle birçok ortak hobimiz var. Eşimle ya da büyük kızımla bazı zamanlarda birlikte motosiklet binme şansımız oluyor. Oğlumla birlikte dalış yapıyor, küçük kızımla da bisiklete biniyoruz.

 

ATANAİL ALTINOLUK: Denizli İhracatçılar Birliği’nin görevleri nelerdir ? Bu kurum kaç yılından beri hizmet vermekte?

 

SÜLEYMAN KOCASERT: İlk olarak 1993 yılında 107 ihracatçı firma ile Denizli Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (DETKİB) ismiyle kurulan Birliğimiz, tekstil ve konfeksiyon sektöründe ihracatçıların sesi olarak ilimiz ekonomisine katkı sağlamıştır. 2000’li yılların başından itibaren Denizli’de sektörel çeşitliliğin fazlalaşması ve tekstille birlikte gıda, kablo, traverten gibi alternatif sektörlerin de paylarının artması ile şehrimizde hem tekstil dışındaki sektörlerde yer alan firmaların kendi şehirlerinde hizmet alabilme kolaylığının sağlanması, hem de tüm Denizli ihracatını temsil edebilecek bir İhracatçılar Birliği'nin daha güçlü ve daha aktif olabileceği düşüncesinden hareketle, Birliğimizin ismi 4 Ağustos 2010 tarihinde Denizli İhracatçılar Birliği (DENİB) olarak değiştirildi. DENİB, bugün itibariyle 1700’ün üzerinde üyesine 25 kişilik kadrosuyla hizmet veren Ekonomi Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi ile koordineli çalışan, ihracatın artırılması, desteklenmesi ve koordinasyonunu sağlayarak ekonomik gelişmeye katkıda bulunmayı amaçlayan, üyelerinin çıkan ve çıkabilecek sorunlarına çözüm bulma yönünde faaliyet gösteren Türkiye'deki 60 İhracatçı Birliklerinden biridir. Denizli İhracatçılar Birliği özellikle son 4 yıllık süreçte Denizli’de yer alan tekstil firmalarının ve 2015 yılından bu yana gıda, 2016 yılından itibaren ise mermer ve traverten sektöründe yer alan firmaların uluslararası rekabetçilik düzeyini artıran projelere odaklanmıştır. Ayrıca; tekstil sektörüne dinamizm katan tasarım yarışmaları ve DENİB Akademi çatısı altında çeşitli eğitimler düzenlenmektedir.

 

YÜZDE 3’LÜK BİR ARTIŞ SÖZ KONUSU

 

ATANAİL ALTINOLUK: Geçen yılın Ocak ayı dönemine bakacak olursak ihracat rakamlarında yüzde 20’lik bir yükseliş görünmekte bunun sebebini neye bağlıyorsunuz?

 

SÜLEYMAN KOCASERT: 2016 yılında dünya ticareti yaklaşık %3 daralarak 16 trilyon USD dolaylarında gerçekleşmişti. 2009 yılında yaşanan küresel krizden sonra dünya ticareti ilk kez bu seviyelere gerilemişti. Çevre ülkelerimizde yaşanan sorunlar ve Rusya ile süregelen kriz geçen sene Ocak ayında ihracatımızı oldukça etkilemişti. 2017 yılına ise oldukça iyi başladık. Bilindiği gibi 2017 yılını ihracatımız için “Atılım Yılı” olarak belirledik. Bu atılım da, emtia fiyatlarındaki toparlanma, Rusya ve Irak başta olmak üzere çevre ülkelerle sorunların giderek düzelmesi ve petrol ihraç eden ülkelerin ekonomilerinin toparlanması sonucunda gerçekleşecek. Değinmek istediğim önemli konulardan birisi de “Hükümet Teşvikleri”. 2017 yılında ihracatçılara çok ciddi teşviklerin geleceğinin bilgisini geçen yılın sonlarında hem Başbakanımız Sn. Binali Yıldırım hem de Ekonomi Bakanımız Sn. Nihat Zeybekci’den almıştık. Dün açıklanan Şubat ayı rakamları da olumlu havanın devam ettiğini gösteriyor. Türkiye ihracatında %5, DENİB ihracatında ise %3’lük artış söz konusu. Şubat ayında geçen yıla göre bir çalışma günü eksik olmasına rağmen, ay genelini artışla kapatmamız son derece önemli. Umuyoruz ki, Ocak ayında başlayan ve Şubat ayında devam eden artış trendi yılsonuna kadar devam edecek.

 

ATANAİL ALTINOLUK: Denizli’de en çok hangi sektör ihracatta ön plana çıkıyor?

 

SÜLEYMAN KOCASERT: İlimizin ihracat serüveni tekstil ile başlamıştır. Bilindiği gibi Denizli, Dünya’nın ve ülkemizin ev tekstili başkenti olarak addediliyor. Behicesultan Höyüğü, Laodikya, Tripolis ve Hierapolis Antik kentlerinde yapılan arkeolojik çalışmalar sonucunda ilimizde tekstilin yaklaşık 7000 yıllık bir geçmişi olduğunu görüyoruz. Bugün de Denizli’nin ihracatında en çok öne çıkan sektör tekstil ve hazır giyim sektörüdür. Ülkemizden ihraç edilen havlu ve bornozun yaklaşık %70’i, çarşafın ise yaklaşık %35’i Denizli’de üretilmektedir.

         

MARKALAŞMA BİLİNCİMİZ ÇOK FAZLA

 

ATANAİL ALTINOLUK: İhracatımızın büyük bir kısmı tekstil üzerine. Tekstil dışında Denizli en çok neyi Dünya’ya pazarlıyor?

 

SÜLEYMAN KOCASERT: 2000’li yılların başında, tekstil ve hazır giyim sektörünün ilimiz ihracatından aldığı toplam pay %75 civarındaydı. İlimiz ihracatının lokomotifi konumunda olan tekstil ve hazır giyim sektörünün payı; gıda, kablo, mermer ve bakır sektörlerinin ihracat paylarının artmasıyla ve ilimizin ihracat rakamlarının da yükselmesinin etkisiyle %45 seviyelerine indi. Bu da ilimizdeki alternatif sektörlerin ortaya çıkması ve sektörel çeşitliliğe gidildiğinin göstergesi olarak bizleri sevindiren bir gelişme.

 

ATANAİL ALTINOLUK: İhracatımızın yarısının Tekstil olması bize çok büyük bir artısı olduğu gibi bir yönden de yumuşak karnımız durumunda. Olaki Tekstil konusunda bir şekilde geriye düşersek bunun etkileri nasıl olur? Bir B Planımız var mı?

 

SÜLEYMAN KOCASERT: Az önce de belirttiğim gibi tekstil sektörü bizim ihracatımızda başı çeken sektör. Bugün, İtalya, Portekiz, Hindistan, Çin, Pakistan gibi ülkelerle tekstil sektöründe rekabet halindeyiz. Bu ülkelerden geri kalmamak adına Ar-Ge ve inovasyona geçmişten daha fazla odaklanıyoruz. Markalaşma bilincimiz artık çok daha fazla. Ancak; bu saydığım gelişmeler tabii ki sadece tekstil sektöründe yaşanmıyor. Gıda, mermer, bakır tel gibi birçok farklı sektörde dünyaya açılan, rekabet düzeyi çok yüksek olan firmalarımız da var. İnanıyorum ki, önümüzdeki süreçte hem tekstil hem de diğer sektörlerde yer alan firmalar üretimden pazarlamaya, satıştan insan kaynaklarına kadar birçok süreçte çok daha iyi noktalara gelecekler…

 

SÜREKLİ YENİ PAZARLAR ARIYORUZ

 

ATANAİL ALTINOLUK: Geçen seneye göre ihracat yapılan ülke sayısında bir artış gözlemlenmekte bunun sebebini neye bağlıyorsunuz?

 

SÜLEYMAN KOCASERT: Bizler, Denizlili ihracatçılar olarak, dünyanın birçok ülkesine gidiyoruz ve en prestijli fuarlarda boy gösteriyoruz. Örnek vermek gerekirse, dünyanın en büyük ev tekstili fuarı olan Heimtextil Fuarı’na bu sene rekor kırarak 68 firmayla katılım sağladık. Diğer sektörlerde de durum bu şekilde. Mermercilerimiz her sene Marmomacc Fuarı’na gidiyorlar, gıdacılarımız dünyanın önce gelen SIAL, Anuga, Gulfood fuarlarında boy gösteriyorlar. Bizim temel hedeflerimizden birisi var olduğumuz pazarlarda etkinliklerimizi sürdürürken, alternatif pazarlar keşfetmek. Artık, sınırların kalktığı bir dünyadan bahsediyoruz. Her yere ulaşmak çok kolay ama rekabet edebilmek hiç kolay değil. Bu bilinçten yola çıkarak, ulaştığımız ülke sayısında artışa paralel olarak, ihracat yapılan ülke sayısında da buna bağlı artış gerçekleşiyor.

 

ATANAİL ALTINOLUK: Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimizin bu aralar sallantıda olmasına rağmen geçen yıla göre ihracat rakamları yüzde 10 artış göstermiş. Bunu nasıl yorumlarsınız?

 

SÜLEYMAN KOCASERT: 2017 Ocak ayında, Denizli’nin Avrupa Birliği’ne üye ülkelere ihracatına bakıldığında 28 Avrupa Birliği üyesi ülkeden, 27’sine ihracat artışı gerçekleştiğini görmekteyiz. Yine geçen sene Ocak ayında, Avrupa Birliği’ne olan ihracatımızın payı toplam ihracatımız içinde %64 oranında. Diğer sorularınızda da kısaca değindiğim gibi, gerek fuar katılımlarımızın ve müşteri ziyaretlerimizin sık sık olması, gerekse dünya ticaretinde yaşanan olumlu sinyaller ele alındığında bu artışı normal olarak değerlendirebiliriz. Avrupa Birliği ile ilişkilerimiz göz önüne alındığında, AB’nin ülkemiz için Gümrük Birliği güncellemesi sürecini başlatmasını da çok önemli gördüğümün altını çizmek istiyorum. Geride kalan süreçte, sadece sanayi ürünlerini bu kapsama sokuyorduk; ancak artık tarım ürünleri, hizmetler ve kamu alımları da bu kapsama girecek.

 

KURDA STABİLİZASYON ÇOK ÖNEMLİ

 

ATANAİL ALTINOLUK: Dolar ve Euro’nun çok dalgalı bir seyir göstermesinin Denizli’miz ve ülkemiz ihracatına negatif ve pozitif etkileri nelerdir?

 

SÜLEYMAN KOCASERT: Kurlarda yaşanan aşırı oynaklık, ihracatçıların istediği bir durum değil. Gelecek planlarını daha sağlıklı yapabilmek, önümüzü daha net görebilmek adına kurlarda stabilizasyon sağlanması çok önemli. Merkez Bankası, son dönemlerde aldığı önlemlerle bu stabilizasyonu sağladı. Döviz üzerinden yatırımı ve borcu olanları da düşündüğümüzde, ülkemiz ekonomisi için kurlardaki aşırı artışın pozitif bir yanının olmadığını düşünüyorum. Döviz kuru arttığında ihracatın da artması makroekonomik teorinin de desteklediği bir olgudur. Ancak, biz ara mal ithal eden bir ülkeyiz. Yüksek teknoloji üretmek için bir çok sektörde yurt dışından ithal etmemiz gereken parçalar söz konusu oluyor. Bu durum da, kur artışı-ihracat artışı korelasyonunda çok az artış meydana getiriyor. Hatta bazı dönemlerde, kurlar artarken, ihracatın azaldığı zamanlar da oldu…

 

ATANAİL ALTINOLUK: Dünya’nın çok hızlı bir şekilde Dijital Çağa doğru geçmesi AliBaba, AliExpress gibi sitelerin çoğalması ihracat dünyasını nasıl etkiledi ?

 

SÜLEYMAN KOCASERT: E-ticarette Ali Baba ile başlayan ve ABD, Avrupa, Hindistan ve son yıllarda Rusya ile devam eden internet sitelerinin kurulması alıcıların ürünler hakkında doğrudan bilgi sahibi olması konusunda oldukça fayda sağlıyor ve bu siteler sahip oldukları potansiyel ile ülke ihracatlarına katkı sunuyor. E-ticaret son yıllarda öyle boyutlara ulaştı ki; küçük girişimciler bile e-ticaret siteleri kurarak ihracat yapmaya başladılar. Ülkemizde de son dönemde e-ticaret sitelerinin sayısı hızla artmaya devam ediyor. Ancak; henüz ziyaretçi ve müşteri sayılarının çok büyük kısmının yurtiçinden olduğunu görüyoruz. Ülkemizin küresel pazarda da boy göstereceği bir e-ticaret sitesinin olması ihracat rakamlarına şüphesiz ki olumlu yansıyacaktır.

 

ATANAİL ALTINOLUK: Sınır ülkelerimizdeki gerilimin bizim ticaretimize ne gibi etkileri oldu?

 

SÜLEYMAN KOCASERT: Son yıllarda çevre ülkelerimizde sorunlar artarak devam ediyor. Rusya, Ukrayna, Irak, Libya, Suriye gibi komşu ve coğrafi olarak yakın ülkelerimizde yaşanan gelişmeler ihracatımızı olumsuz anlamda etkiledi. Rakamlara bakacak olursak, geçen sene Rusya ve Irak’a yaklaşık 3 milyar USD kaybımız söz konusu. Emtia fiyatlarındaki düşüş ve kurlarda yaşanan değerlenmeden bağımsız olarak sadece bu kaybı değerlendirdiğimizde, ihracatımız 2016 yılını %1 dolaylarında artışla kapatacaktı.

         

ARA ELEMAN EKSİKLİĞİ YAŞIYORUZ

 

ATANAİL ALTINOLUK: Denizli’ye il bazında bakacak olursak ihracat ticaret ve daha birçok konuda Türkiye ortalamalarının üzerinde. Bunun işsizlik oranına doğrudan bir etkisi var mı ? DENİB bunun için bir çalışma gerçekleştiriyor mu?

 

SÜLEYMAN KOCASERT: Denizli, Anadolu illeri içerisinde sanayisi ve ihracatıyla ön plana çıkan illerden birisi. Bu sebeple, çevre illerden çok sayıda göç alıyor. Biz de DENİB olarak 2015 yılının başında başladığımız DENİB Akademi programı ile İlimizde nitelikli insan kaynağı oluşturabilmek ve farkındalık yaratabilmek adına eğitimler düzenliyoruz. Bu eğitimlerden sadece ihracatçılarımız değil; ön başvuruyu yapanlar da yararlanabiliyor. Geride kalan 2 senede 50 farklı eğitim 509 saatlik eğitim programıyla 1949 katılımcıya sunuldu. İşsizlikle ilgili önemle belirtmek istediğim noktalardan birisi de, ara eleman yetiştiremiyor oluşumuz. Özellikle son yıllarda ciddi anlamda ara eleman eksikliği yaşıyoruz. Umuyorum ki, meslek liselerinin özendirilmesi ve daha cazip hale gelmesiyle bu sorunumuz daha da azalacak.

         

ATANAİL ALTINOLUK: DENİB Başkanı olarak ileriye dönük çalışmalarınız hakkında bize biraz bilgi verebilir misiniz?

 

SÜLEYMAN KOCASERT: DENİB olarak temel hedefimiz Ar-Ge ve inovasyona dayalı, yüksek teknolojinin payının daha da arttığı ihracata katkıda bulunabilmek. Bilindiği gibi, Türkiye olarak 2023 yılında kendimize 500 milyar USD ihracat ve dünya ticaretinden %1,5 pay alma hedefi koyduk. Var olan pazarlarda etkinliğimizi sürdürerek ve yeni pazarlar keşfederek ihracatımızı hem nitelik hem de nicelik yönünden artırmak temel gayemiz. Bu hedefe ulaşmak için ise firmalarımıza gereken her desteği var gücümüzle veriyoruz ve vermeye de devam edeceğiz…