OMURGA SAĞLIĞINIZI İHMAL ETMEYİN
Pamukkale Üniversitesi Hastaneleri Romatoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Firdevs Ulutaş, 7 Mayıs Ankilozan Spondilit Günü’nde bel ve sırt ağrılarının ciddi bir hastalığın habercisi olabileceğini vurguladı. Erken tanı ve tedaviyle hastalığın ilerlemesi önlenebiliyor.

Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Hastaneleri İç Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı’ndan Dr. Öğr. Üyesi Firdevs Ulutaş, 7 Mayıs AnkilozanSpondilit Farkındalık Günü dolayısıyla önemli açıklamalarda bulundu. Toplumda sıkça göz ardı edilen bel ve sırt ağrılarının, omurgayı etkileyen ciddi bir hastalık olan Ankilozan Spondilit’in (AS) belirtisi olabileceğini belirten Ulutaş, erken tanı ve uygun tedavinin hastalığın ilerlemesini önleyebileceğini ifade etti.
ANKİLOZAN SPONDİLİT NEDİR?
Dr. Öğr. Üyesi Firdevs Ulutaş, AnkilozanSpondilit hakkında şu bilgileri paylaştı: “AnkilozanSpondilit (AS), omurgayı ve sakroiliak eklemleri tutan, tedavi edilmediğinde omurgada kalıcı hareket kısıtlılığı oluşturan iltihaplı bel romatizması olarak halk arasında bilinir. Halen AS tanısının tüm dünyada gecikmeli tanı aldığı bilinmektedir. Bunun nedeninin hasta ve hastayı ilk değerlendiren hekimdeki AS ilişkili farkındalığın az olduğu bildirilmiştir. AS yetişkinlerin yaklaşık yüzde 0,5’ini etkiler ve genellikle genç yaşlarda ortaya çıkar. Erkeklerde daha sık görülür. Genetik yatkınlığın rolü bu hastalarda iyi bilinmektedir. Ailede AS varlığı, şüphelenilen hastada yol gösterici olabilir. AnkilozanSpondilit (AS), 3 aydan uzun süren bel, kalça ve/veya sırt ağrısı varsa, ağrı dinlenmeyle artıyor, hareketle azalıyor ve sabahları 30 dakikadan uzun süren bel tutukluluğu oluyorsa, genç yaşta ilk akla getirilmesi gereken hastalıktır.”
HASTALIK BELİRTİLERİ VE RİSKLER
Ulutaş, hastalığın omurga dışında periferik eklemler ve entezis alanlarını da etkileyebileceğini belirtti. Diz gibi büyük eklemlerde şişme ve hareketsizlik sonrası topuk ağrıları gibi belirtilerin tanı açısından önemli olduğunu vurgulayan Ulutaş, üveit (göz iltihabı), psöriyazis (cilt bozukluğu) veya inflamatuar bağırsak hastalıklarının da AS hastalarında görülebileceğini ifade etti. Dr. Ulutaş, “AS, erken tanınıp tedavi edilmediğinde omurgada kalıcı hareket kısıtlılığı ve kamburluk oluşturabilir. Son yıllarda Manyetik Rezonans (MRI) görüntülemenin yaygın kullanılmasıyla, radyografik hasar gelişmeden erken dönemde tanı alan hastaların sayısı artmıştır. Omurgadaki inflamasyonun erken dönemde baskılanması, radyografik hasarı önleyebilmektedir. Uzun dönemde hastanın fonksiyonelliğine katkı sağlamaktadır. Erken teşhis, düzenli egzersiz ve uygun tedavi ajanları ile hastaların sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürmesi mümkündür. Tanı alan hastaların sigarayı bırakmalarının olumlu etkisi tartışılmaz düzeyde büyüktür. AS kronik iltihabi bir romatizmal hastalıktır, tedavi ve takip süreci hasta ve hekiminin ortak kararı ile yürütülmelidir. Hekim önerisi almadan hasta tedaviyi sonlandırmamalıdır. AS ile ilgili hastaların ve tüm hekimlerin farkındalığının artması, erken tanı ve tedavinin yönetilmesinde önemli rol oynar” dedi.
SİGARA BIRAKMANIN ÖNEMİ
Dr. Öğr. Üyesi Firdevs Ulutaş, tanı alan hastalar için sigarayı bırakmanın hastalığın seyrine olumlu katkı sağladığını vurguladı. Ulutaş, “Tanı alan hastaların sigarayı bırakmalarının olumlu etkisi tartışılmaz düzeyde büyüktür” diyerek, yaşam tarzı değişikliklerinin tedavi sürecindeki önemine dikkat çekti.