KALP HASTALIKLARINDA ERKEN TANI İÇİN ANAHTAR: KARDİYAK BT VE MR

Pamukkale Üniversitesi Hastaneleri Radyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Vefa Çakmak, kalp hastalıklarının erken tanısında giderek önem kazanan Kardiyak BT ve Kardiyak MR yöntemlerinin sağladığı avantajları anlattı.

Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Hastaneleri Radyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Vefa Çakmak, kalp hastalıklarının tanısında son yıllarda daha sık kullanılan Kardiyak BT (Bilgisayarlı Tomografi) ve Kardiyak MR (Manyetik Rezonans) görüntüleme yöntemlerinin önemine dikkat çekti.

KARDİYAK BT’NİN TANI SÜRECİNDEKİ ÖNEMİ

Doç. Dr. Vefa Çakmak yaptığı açıklamada, “Pandemi döneminde hayatımıza daha sık giren bilgisayarlı tomografi (BT), günümüzde tanı ve tedavi süreçlerinde hayati önem taşıyan bir görüntüleme yöntemi olarak kullanılmaya devam ediyor. Radyasyon içeren bu teknoloji, pek çok organın ayrıntılı şekilde incelenmesini sağlarken, acil durumlarda hızlı teşhis imkânı sunarak hayat kurtarıcı bir rol üstleniyor. Özellikle kanserin tanı ve takibinde, trafik kazaları, beyin kanamaları, kırıklar ve büyük cerrahiler öncesinde önemli bir yer tutuyor. BT ile kalbi besleyen damarların detaylı şekilde görüntülenmesi mümkün hale geliyor. Halk arasında ‘sanal anjiyo’ olarak bilinen bu yöntemle, kalpte işlem gerektiren damar tıkanıklıkları erkenden saptanabiliyor. Böylece hastalar, gereksiz klasik anjiyo işlemlerinden korunuyor. Aynı anda kalp duvarları, kalp içindeki pıhtı ya da tümör gibi oluşumlar ve ritim bozukluğuna neden olabilecek yapılar da değerlendirilebiliyor. Ayrıca, bu çekimler sırasında düşük dozla akciğer görüntülemesi de yapılarak yapısal akciğer hastalıkları, akciğer kanserleri ve göğüs kafesiyle ilgili kemik problemleri de tespit edilebiliyor” diye konuştu.

ÇEKİM ÖNCESİ HAZIRLIK VE UYGULAMA

BT çekimi öncesi yapılan hazırlıkları anlatan Doç. Dr. Çakmak, “Çekim öncesinde hastanın böbrek fonksiyonlarını korumak amacıyla kreatin ve GFR gibi kan testleri yapılıyor. Hastanın mevcut hastalık öyküsü ve ilaç alerjileri sorgulanıyor. Kaliteli bir görüntü elde edebilmek için kalp atım hızının dakikada 70 civarına düşürülmesi gerekebiliyor; bu durumda nabız düzenleyici ilaçlar kullanılabiliyor. İşlem sırasında hasta monitörize ediliyor, göğüs bölgesindeki metal eşyalar çıkarılıyor ve yaklaşık 10–15 saniyelik nefes tutması isteniyor. Kardiyak BT çekimi 4–10 saniye sürüyor ve görüntülerin değerlendirilip raporlanması genellikle aynı gün içinde tamamlanıyor” ifadelerine yer verdi.

“SİGARA İÇENLER İÇİN AKCİĞER DURUMU NET ŞEKİLDE ORTAYA KONULUYOR”

Doç. Dr. Vefa Çakmak, yöntemin özellikle sigara kullanan bireyler için önemli avantajlar sunduğunu belirterek, “Özellikle sigara kullanan bireylerde, akciğerin bu durumdan ne derece etkilendiği açıkça görülebiliyor. Böylece, sigara bağımlılarının sıkça sorduğu ‘Acaba kanser miyim?’ sorusuna yanıt bulunmuş oluyor. Uygulamanın herhangi bir zararı bulunmuyor ve kullanılan teknoloji uluslararası standartlara uygun şekilde çalışıyor” dedi.

KARDİYAK MR’IN AVANTAJLARI

Kalp hastalıklarının tanısında kullanılan bir diğer yöntem olan Kardiyak MR hakkında bilgi veren Çakmak, şu ifadeleri kullandı:

“Kalp hastalıklarının tanısında bir diğer önemli yöntem olan Kardiyak MR ise, anjiyografi ile tanı konulamayan durumlarda devreye giriyor. Kalp duvarlarının yapısal hastalıkları, kalp kapakçıklarıyla ilgili problemler, demir birikimi gibi daha özel durumların tanı ve takibi için tercih ediliyor. Bu yöntemde radyasyon bulunmuyor. Yaklaşık 25–30 dakika süren bu görüntüleme sırasında hastanın üzerindeki metal eşyalar çıkarılıyor, monitörize ediliyor ve nefes tutma komutlarına uyumu sağlanıyor. Çekim, ilgili hekim istemi doğrultusunda gerçekleştiriliyor ve sonuçlar genellikle bir iş günü içinde hastaya ulaştırılıyor.”

ERKEN TANI VE GÜVENLİK ÖN PLANDA

Her iki yöntemin de tanı süreçlerinde önemli kolaylıklar sağladığını vurgulayan Doç. Dr. Çakmak açıklamasını şu sözlerle tamamladı:

“Hem BT hem de Kardiyak MR görüntülemeleri, uzman ekipler tarafından gerçekleştiriliyor ve elde edilen veriler tanı sürecinde oldukça değerli bilgiler sunuyor. Bu teknolojiler sayesinde birçok hastalık erken dönemde saptanabiliyor; gereksiz girişimlerin önüne geçiliyor ve hasta güvenliği en üst düzeyde tutuluyor.”