SİGARA EN BÜYÜK TEHLİKE
Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Hastaneleri Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, 19 Kasım Dünya KOAH Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, hastalığın ciddi bir sağlık sorunu olduğunu ancak önlenebilir nitelikte bulunduğunu vurguladı.
Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Hastaneleri Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, 19 Kasım Dünya KOAH Günü kapsamında bilgilendirme açıklaması yaptı. KOAH’ın tüm dünyada önemli bir ölüm nedeni olduğuna dikkat çekildi.
PAÜ Hastaneleri Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Göksel Altınışık Uygur, KOAH’ın zararlı gaz, toz ve kimyasallara solunum yoluyla maruz kalınması sonucu ortaya çıkan, ilerleyici ve hava yollarında geri dönüşsüz hasar oluşturan yaygın bir hastalık olduğunu belirtti. Prof. Dr. Uygur, nefes darlığı, öksürük ve balgam şikayetlerinin hastalığın en sık görülen belirtileri olduğunu söyledi.
KOAH’IN ALT GRUPLARI: KRONİK BRONŞİT VE AMFİZEM
Prof. Dr. Altınışık Uygur, kronik bronşitin, “başka bir hastalıkla açıklanamayan, birbirini izleyen en az iki yıl boyunca her yıl üç ay devam eden öksürük ve balgam çıkarma” ile tanımlandığını ifade etti. Amfizemin ise daha çok nefes darlığının ön planda olduğu, genellikle zayıf, göğüs kafesinin ön-arka çapının arttığı ve hastaların nefes alırken destek pozisyonlarına ihtiyaç duyduğu bir alt grup olduğunu aktardı.Ayrıca astım hastalığının, sigara kullanımı ile birleştiğinde KOAH’a dönüşebileceğini belirtti.
EN BÜYÜK RİSK: SİGARA VE DUMAN MARUZİYETİ
Açıklamada, KOAH’ın en önemli risk faktörünün sigara olduğu vurgulandı. Hem aktif hem pasif sigara içiciliğinin yanı sıra üçüncü el maruziyetin de hastalık gelişiminde etkili olduğu belirtildi.
Prof. Dr. Altınışık Uygur, kırsal bölgelerde tandırlarda kullanılan odun ve tezek gibi doğal yakıtların yanması sonucu ortaya çıkan dumanın ciddi risk oluşturduğunu söyledi. Ayrıca toz, duman, kimyasal gazlarla uzun süreli mesleki maruziyet, iç ortam kirliliği, kalitesiz kömür kullanımı ve egzoz gazına bağlı dış ortam kirliliğinin KOAH gelişimini desteklediğini ifade etti.
Ailede KOAH tanılı kişilerin olması, genetik yatkınlık, yoksulluk, sık enfeksiyon geçirme ve sağlıksız yaşam koşullarının da hastalık riskini artırdığı bildirildi.
“KOAH TEDAVİ EDİLEBİLİR, ANCAK ÖNLENMESİ ESASTIR”
Prof. Dr. Göksel AltınışıkErgur, hastalığın tedavisinde risk faktörlerinin ortadan kaldırılmasının büyük önem taşıdığını belirterek şunları kaydetti:
“Tedavi için nedenlerin ortadan kaldırılması yanında hava yolu darlığını giderip genişlemeyi sağlayacak ilaçlar uygulanmaktadır. İleri hastalık düzeylerinde ise hastanede ya da gereğinde evde oksijen ve solunum makinesi desteği gerekebilir. Bu tedaviler yeterli gelmediğinde, uygun hastalara akıllı tel olarak bilinen, akciğerin hastalıklı bölgelerinde hacmi küçültmeye yönelik işlemler uygulanmaktadır.
Tedavilerin KOAH’ı tamamen geçirme olanağı olmadığı için sigara başta olmak üzere tüm risk faktörlerinin kontrolü esastır. Hastalığın ilerleyici seyri, enfeksiyonlar, hava kirliliği ve sigara ile ilişkili ek hastalıkların varlığı KOAH’ı küresel ölçekte ciddi bir sağlık sorunu hâline getirmektedir.
Geri dönüşsüz ve ilerleyici nitelikteki hava yolu daralması, tütün ve tütün ürünlerinin kontrolü, mesleki maruziyetin azaltılması, hava kirliliği ile mücadele ve erken tanı, bu hastalıkla mücadelede en önemli adımlardır. Politik karar alıcılarla bireylerin ortak çabasına ihtiyaç vardır.
Nefes alamamanın ve yaşam kalitesinin düşmesinin ne denli olumsuz etkiler doğurduğu bilinciyle, KOAH konusunda farkındalık oluşturarak herkesin kendini ve çevresini bu riskten koruması öncelikli amacımızdır.”




