“KABIZLIĞI ÖNLEMEDE BESLENME ANAHTAR ROLDE”

Pamukkale Üniversitesi Hastaneleri Diyetisyeni Kübra Noyan, kabızlığın modern yaşam tarzıyla ilişkisine dikkat çekerek doğru beslenme ve düzenli fiziksel aktivitenin bağırsak sağlığındaki belirleyici rolünü vurguladı.

Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Hastaneleri Diyetisyeni Kübra Noyan, kabızlıkla ilgili değerlendirmelerde bulunarak yaşam kalitesini etkileyen bu rahatsızlığın nedenleri ve çözüm yollarına dair açıklamalarda bulundu.

KABIZLIĞIN BELİRTİLERİ VE NEDENLERİ

Diyetisyen Kübra Noyan yaptığı açıklamada şunları kaydetti:

“Kabızlık, toplumda çok sık görülmesine rağmen çoğu kişinin konuşmaktan çekindiği bir durumdur. Oysa yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyen bir problemdir. Özellikle kadınlarda ve yaşlılarda daha yaygın olduğunu görüyoruz. Şişkinlik, karın ağrısı, üç günden uzun süren tuvalete çıkamama, tuvalette zorlanma gibi yakınmalar kabızlığın en belirgin belirtileridir. Sert ve topaklı dışkı, ıkınma, tam boşalamama hissi ve bu şikâyetlerin üç aydır devam etmesi tanı koyarken bizim için önemlidir.

Dışkının şekli de bize çok şey anlatır. Dışkı şeklinin yanında beslenme alışkanlıklarını, stres durumunu ve sindirim sistemini de mutlaka daha detaylı değerlendirmek gerekir. Kabızlığın nedenlerine baktığımızda modern yaşam tarzının büyük rol oynadığını görüyoruz. Yetersiz lif tüketimi, yeterli su içmemek, sağlıklı yağlardan uzak beslenmek, hareketsiz yaşam ve tuvalet ihtiyacını sürekli ertelemek bağırsak hareketlerini yavaşlatan başlıca etkenlerdir. Bu nedenle beslenme düzeninin doğru şekilde oluşturulması çok önemlidir.”

LİF, PROBİYOTİK VE SAĞLIKLI YAĞLARIN ÖNEMİ

Noyan, kabızlıkla mücadelede lif tüketiminin ilk adım olduğunu belirterek açıklamalarına şöyle devam etti:

“Lif tüketimini artırmak, kabızlıkla mücadelede ilk basamaktır. Kuru kayısı, kuru erik ve kuru incir sorbitol içeriği sayesinde doğal bir rahatlatıcı etki gösterir. Yeşil yapraklı sebzeler, baklagiller, elma ve armut gibi lif zengini besinler düzenli dışkılamaya destek olur. Bunun yanında probiyotikler bağırsak florasını güçlendirir. Özellikle ev yapımı kefir ve canlı kültür içeren yoğurt bu süreçte çok değerlidir. Sağlıklı yağlar da bağırsakları destekler.”

“KEFİR, YOĞURT VE ZEYTİNYAĞI BAĞIRSAK SAĞLIĞINI DESTEKLER”

Diyetisyen Noyan, özellikle sağlıklı yağların önemine dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:

“Sabah aç karnına bir yemek kaşığı zeytinyağı tüketmenin oldukça etkili olacağını” belirten Noyan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Avokado ve çiğ kuruyemişler hem sağlıklı yağ hem lif açısından fayda sağlar. Keten tohumu ve chia tohumu ise suyla birleşip jel oluşturdukları için dışkıyı yumuşatır. Burada en önemli noktalardan biri de yeterli sıvı alımıdır; günlük 2–2.5 litre su içmek bağırsakların sağlıklı çalışması için gereklidir.

Bazı besinlerin kabızlığı artırabileceğini de unutmamak gerekir. İşlenmiş gıdalar, aşırı süt ve peynir tüketimi, olgunlaşmamış muz, lifle birlikte alınmayan kırmızı et ve fazla kahve tüketimi bağırsak hareketlerini yavaşlatabilir.

Beslenme kadar yaşam tarzı da bağırsak sağlığı için belirleyicidir. Düzenli fiziksel aktivite bağırsak kaslarını uyarır; haftada en az 150 dakika yürüyüş öneririm. Tuvalet alışkanlığı oluşturmak, ayakları hafifçe yükselterek daha anatomik bir pozisyonda oturmak dışkılamayı kolaylaştırır. Ayrıca stres bağırsakları doğrudan etkilediği için meditasyon, yoga ve nefes egzersizleri de oldukça yardımcı olur.

Kabızlık çoğu zaman doğru beslenme, yeterli su tüketimi ve düzenli hareketle kontrol altına alınabilir. Bu kısa vadeli bir çözüm değil; sağlıklı bir yaşam alışkanlığıdır. Vücudunuza doğru sinyalleri verdiğinizde, bağırsaklarınız da size daha sağlıklı bir şekilde karşılık verecektir.”