AİLE HEKİMLERİ İSYAN EDİYOR

Aile hekimleri hastanelerdeki randevu yoğunluğu, ücret farklarının yüksekliği nedeniyle oluşan aşırı talep karşısına koruyucu hekimlik görevini yerine getiremiyor. Düşük ücretler nedeniyle yanlarında çalışacak personel bulamıyor, gezici hizmet veren hekimler güvenlik sorunları yaşıyor. DAHED sisteme binen yükün her geçen gün arttığına dikkat çekti, çözüm istedi. 

Denizli’de gezici aile hekimliği hizmeti veren hekimlerin başına gelmeyen kalmadı. Bir hekim sağlık odasında saldırıya uğradı, kendisini kapıya barikat kurarak korumaya çalıştı. Bir başka olayda ise sobanın parlaması nedeniyle bir aile hekimi ciddi şekilde yandı. Aslı görevlerinin dışında işlerle meşgul olmak zorunda kalan aile hekimleri sistemin getirdiği iş yükü ile de baş edemez duruma geldi. Denizli’de 2006 yılından itibaren uygulanan aile hekimliği sistemi, sağlık sektöründe iş yükünün büyük bölümünü üzerine aldı. Denizli Aile Hekimleri Derneği (DAHED) bu ve benzeri sorunlara dikkat çekti, sistemin yeniden gözden geçirilmesi ve aile hekimlerinin sıkıntılarının görülerek çözüm üretilmesini istedi. 

ASLİ GÖREVİMİZİ YAPAMIYORUZ

DAHED Başkanı Bilge Karaomca Ök, koruyu hekimliğin aile hekimlerinin aslı görevi olduğunu, tedavi edici hekimliğin ise ikinci sırada yer alan görev olması gerektiğini kaydederek sıralamanın yer değiştirdiğine dikkat çekti. Karaomca Ök; “Hastanelerdeki randevu sisteminin doğru bir sistem olmasına rağmen verimli çalışmaması nedeniyle, tüm yük aile hekiminin üzerine binmiştir. Hastanelerde sonucunu gösteremeyen, ilacını temin edemeyen ve kullanamayan, ameliyat sonrasında şikâyetleri olan her hasta aile hekimine başvurmaktadır. Yine hastanelerde çıkan ücretlerin fazlalığı, kişileri, ücretsiz aile hekimliğine yöneltmektedir” diye konuştu.

İŞ YÜKÜ GİDEREK ARTIYOR

Ök yaşanan soruları şu şekilde sıraladı: “Farklı nedenlerle sağlık tesislerine ulaşmakta güçlük çeken hastalar da aile hekimliklerine başvurmaktadır. Aile hekimlerinden, koruyucu sağlık hizmetlerinin dışında, her türlü raporu vermesi istenmektedir. Tüm bunlar aile sağlığı merkezlerindeki iş yükünü oldukça arttırmaktadır. Bu yoğunluk ve iş yükü, aile sağlığı merkezlerindeki hizmetlerin kalitesini ve verimini düşürmektedir”

YETERSİZ KOŞULLARA DİKKAT ÇEKTİ

“Diğer taraftan gezici hizmeti olan yerlerde yeterli koşullar ve güvenlik sağlanmadan hizmet sunulmaktadır. 21. yüzyılının Türkiye’sinde, ulaşım ve imkanların bu kadar ilerlediği çağda, hala sağlıksız cami altlarında, kahve köşelerinde, temizliği yapılamayan, ısıtması sorun olan ve halen odun sobasıyla ısıtılmaya çalışılan sağlık evlerinde, hiçbir bilimsel gerçekliği olmayan gezici sağlık hizmetleri verilmeye devam etmektedir. Oysa toplumun sağlık hizmetini laboratuar, radyolojik görüntülemesi mevcut, vb. modern tesislerde alması gerekmektedir”

GÜVENLİK SORUNU

ASM’lerdeki güvenliğin birincil sorunlardan olduğunun altını çizen DEHAD Başkanı Karaomca Ök; “Aile hekimleri sözlü ve fiziksel saldırılara karşı kendilerini koruyamamaktadır. Aile hekimlerini ve aile sağlığı merkezlerini bu tür saldırılara karşı koruyacak güvenlik sistemleri olmadığı gibi caydırıcı cezai düzenlemeler de hala yapılmamıştır. 

Tüm bu sorunların yanında aile hekimleri ayrıca ekonomik darboğazla mücadele ederek aile sağlığı merkezlerini ayakta tutmaya çalışmaktadır. Aile sağlığı merkezlerinin giderlerinin ve kirasının karşılanması amacıyla ödenen cari giderler, zamanla erimiş ve giderlerini karşılayamaz hale gelmiştir” ifadelerini kullandı. 

ASM ÇALIŞANLARININ ÜCRETLERİ DÜŞÜK

Ök sözlerini şöyle sürdürdü: “Cari giderler bu gider kalemlerinin aldığı zam oranında bir artış almamıştır. Aile hekimliği biriminin üyeleri, aile hekimi ve aile sağlığı çalışanıdır. Hak edişlerdeki düşüşler aile sağlığı çalışanlarının bu görevleri tercih etmemesi ve aile hekimlerinin yalnız çalışması sonucunu doğurmuştur. Aile sağlığı çalışanları aynı seviyedeki hemşire ve ebeye göre daha az ücret almaktadır ve aile hekimliği sisteminden kaçmaktadır. Zaten oldukça ağır ve yorucu şartlarda çalışan aile hekimleri bir de yalnız çalışmak zorunda kalmaktadır.

Dolayısıyla aile hekimliği sistemi, iş yükü ve ekonomik sıkıntılarla büyük bir çıkmazın içindedir. Bu sorunların çözümü, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, sorunlara gerçek anlamda çözüm getiren düzenlemelerle mümkündür. Bu düzenlemelerin acilen yapılması bir zorunluluktur. Tek isteğimiz evrensel ve gelişmiş ülkelerdeki şartlarda çalışmaktır”