AİLE HEKİMLERİ VERGİDE ADALET İSTİYOR

Aile sağlığı merkezlerinde 21 Şubat’ta başlayan ve her çarşamba günleri süresiz olarak devam eden ‘Vergide adalet istiyoruz’ eylemlerinin 7’nci haftasına girerken; Denizli Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Fazıl Necdet Ardıç, “Bunlar çözülmeyecek sorunlar değildir. Bazıları merkezi bazıları yerel yönetimlerin inisiyatifi ile çözülebilir” dedi.

Aile sağlığı merkezlerinde (ASM) 21 Şubat’ta başlayan her çarşamba günleri süresiz olarak devam eden ‘Vergide adalet istiyoruz’ eylemleri 7’nci haftasına girdi. Denizli Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Fazıl Necdet Ardıç, Denizli Gazeteciler Cemiyeti’nde konuya ilişkin basın toplantısı düzenledi. Başkan Ardıç; “Türkiye’nin her yerinde aile hekimleri aylardır her çarşamba hatırlatma eylemleri yapıyorlar. Sorunlarını gündeme getirmeye çalışıyorlar. Biz de Denizli Sağlık Platformu olarak hekimlerimizin sorunlarını vurgulamak için toplandık. Zamanlamaya gelince sorunların bir kısmı yerel çözümlerle de çözülebileceğine inanıyoruz, yani mesajımız aynı zamanda yeni seçilen başkanlarımıza” dedi.

“BİRİNCİ BASAMAK, SAĞLIK SİSTEMİMİZİN TEMEL TAŞI”

Birinci basamağın sağlık sisteminde temel taşı olduğuna vurgu yapan Başkan Ardıç; “Aile hekimliği devletin yarattığı bir tür taşeron sistemidir. Belli bir bölgede belli sayıda hastanın sorumluluğu görevlendirme yöntemi ile bir hekime devredilmektedir. Üstlenen aile hekimlerinin özlük hakları, çalıştırdığı kişiler yönünden statüsü, emeklilik yönünden geleceği belirsizdir. Hasta hizmetleri, gebe, aşı takipleri, kronik hastaların kontrolü onların sorumluluğundadır ve pandemi sonrası okul taramaları, okul aşıları da onların sırtına yıkılmıştır. Üstelik bunlara ek olarak gezici hizmeti olan yerlerde sağlıksız cami altlarında, kahve köşelerinde, temizliği yapılamayan, ısıtması sorun olan ve halen odun sobasıyla ısıtılmaya çalışılan sağlık evlerinde, hiçbir bilimsel gerçekliği olmayan gezici sağlık hizmetleri vermeye de devam etmektedirler. Yine aile sağlığı merkezlerinde güvenlik en başta gelen sorunlardan biridir. Aile hekimleri sözlü ve fiziksel saldırılara karşı kendilerini koruyamamaktadır” diye konuştu.

AİLE HEKİMLERİNİN ‘VERGİDE ADALET’ EYLEMİ SÜRÜYOR

“AİLE HEKİMLERİ HER ŞEYDEN SORUMLU”

Aile hekimlerinin sistemi döndürmek için iki kalemde ödenek aldığına dikkat çeken Ardıç; “Biri kendi maaşları, diğeri ise cari harcamaları için. Aile hekimleri cari ödenekle sekretaryadan güvenliğe, bina bakımından temizliğe her şeyden sorumludur. İster devlete ister belediyeye ait binalarda isterse de kendi tuttukları binalarda çalışsınlar kira ödemektedirler. Bu binaların bakım onarımları da mülk sahibi olmamalarına rağmen, ilgili yönetmeliğin tersine, fiilen onların sırtına yıkılmaktadır. Bu ödenekten dâhilinde kendi üzerlerinden ya da şirket üzerinden çalıştırmak zorunda kaldıkları personellere karşı statüleri belli değildir. Personel çalıştırmanın her türlü hukuki sorumluluğu aile hekimlerine yüklenmektedir. Sistemi idame ettirmek için ödenen cari giderler, memur maaş zammı oranın da arttırılması nedeniyle, enflasyona bağlı gider artışlarını karşılayamaz duruma düştü” ifadelerini kullandı.

“BUNLAR ÇÖZÜLMEYECEK SORUNLAR DEĞİL”

Aile hekimliği birimi üyelerinin aile hekimi ve aile sağlığı çalışanı olduğunu söyleyen Ardıç, şunları kaydetti: “Hak edişlerdeki düşüşler aile sağlığı çalışanlarının bu görevleri tercih etmemesi ve aile hekimlerinin yalnız çalışması sonucunu doğurmuştur. Aile sağlığı çalışanları aynı seviyedeki hemşire ve ebeye göre daha az ücret almaktadır ve aile hekimliği sisteminden kaçmaktadır. Zaten oldukça ağır ve yorucu şartlarda çalışan aile hekimleri bir de yalnız çalışmak zorunda kalmaktadır. Maaş adı altında aldıkları ödeme ise belirsizdir. Kayıtlı insana, yaşlıya, hastaya göre değişmektedir. Üstelik günde 76’dan fazla hasta bakmadıkları zaman maaşları önemli oranda düşmektedir. İzine çıktıklarında, rapor aldıklarında, uyarı aldıklarında maaşlarından kesinti yapılmaktadır. Hasta sayısına yani performansa dayalı verilen ek emekliliğe yansımamaktadır. Bütün bunlara ek bütün çalışanlar gibi erkenden vergi dilimine girmekte ve maaş adında verilen ödenekler daha da düşmektedir. Bunlar çözülmeyecek sorunlar değildir. Bazıları merkezi bazıları yerel yönetimlerin inisiyatifi ile çözülebilir. Yeter ki; karşımızda bunları çözmeye niyet etmiş muhataplar bulalım.”