50 YAŞ ÜZERİ KADINLAR RİSK ALTINDA!

Halk arasında ‘Kemik erimesi’ olarak bilinen osteoporoz hakkında bilgi veren Tavas Devlet Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Mustafa Özer, “50 yaş üzerindeki kadınlar osteoporoz açısından yüksek risk altındadır” dedi.

Tavas Devlet Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Mustafa Özer, halk arasında ‘Kemik erimesi’ olarak bilinen osteoporoz hakkında bilgiler paylaştı. Kemik erimesinin kalsiyum ve diğer minerallerin kaybına bağlı olarak kemiklerin daha kırılgan hale gelmesine ve kırık riskinin artmasına yol açtığını belirten Uz. Dr. Özer; “Osteoporoz, dünya genelinde her yıl milyonlarca insanın kemik kırıkları yaşamasına yol açan yaygın bir sağlık sorunudur. Özellikle 50 yaş üzerindeki kadınlar osteoporoz açısından yüksek risk altındadır. 2024 yılında ülkemizde yapılan araştırmaya göre, 50 yaş üstü kişiler değerlendirildiğinde her üç kadından birinde osteoporoz saptanırken, erkeklerde bu oran her beş erkekten biri şeklindedir. Osteoporozun bu kadar sık olması nedeniyle erken tanısı ve tedavisi büyük önem taşır. Sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve gerekli takviyeler ile kemik erimesi riskini azaltmak mümkündür. Özellikle kalsiyum ve D vitamini yönünden zengin bir diyet, kemik sağlığını korumada önemli bir rol oynar” diye konuştu.

50 YAŞ ÜZERİ KADINLAR RİSK ALTINDA!

OSTEOPOROZUN BELİRTİLERİ

Osteoporozun en yaygın belirtilerinin sırt ve bel ağrısı, boy kısalması ve kemik kırılmalarının artışı olduğunu aktaran Uz. Dr. Özer; “Semptomların ileri aşamalarda görülmesi nedeniyle düzenli kemik yoğunluğu kontrolleri yapılmalı ve gerekli önlemler alınmalıdır. Özellikle de yüksek risk altındaki bireyler yani; menopoza girmiş kadınlar, ileri yaştakiler, düşük kalsiyum ve D vitamini düzeyi olanlar ve uzun süreli kortizon ilaç kullananların semptom olmasa da yıllık kemik dansitometri (kemik ölçümü) yaptırmaları önem arz etmektedir” şeklinde ifade etti.

D VİTAMİNİ ÇOK ÖNEMLİ

Osteoporozun tanısında DEXA, tıbbi geçmiş, fizik muayene, laboratuar testleri ve röntgen tetkiklerinin önemli olduğunu açıklayan Uz. Dr. Özer, DEXA taramasının kemik mineral yoğunluğunu ölçerek osteoporozun varlığını doğruladığını, laboratuar testlerinin ve görüntüleme tekniklerinin diğer sağlık sorunlarını ve kırık riskini değerlendirmeye yardımcı olduğunu belirtti. Uz. Dr. Özer, şunları kaydetti: “Osteoporozu önlemek için kemik depoları kalsiyum ile dolmaya ihtiyaç duyar. Bu nedenle D vitamini çok önemlidir. D vitaminin en büyük kaynağı ise güneştir. Beyaz peynir, süt ve yoğurt gibi gıdaların tüketilmesine özen gösterilmelidir. Ayrıca kemikleri destekleyen kas kitlesini güçlü tutmak için yürüyüş ve egzersizler yapılmalıdır. İleri osteoporozda omurga kırıkları geliştiğinde, ağrıyı hafifletmek ve kemikleri güçlendirmek için cerrahi yöntemler kullanılabilir. Sigarayı bırakmak, alkol tüketimini azaltma ve kalsiyum açısından zengin bir diyet uygulamak ve düzenli egzersiz yapmak osteoporozun ilerlemesini önlemeye yardımcı olur.”