İftar ve sonrasında yemek miktarını ayarlayamayanlarda reflü riski artıyor
Özel Denizli Tekden Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı, iftar ve sonrasında yemek miktarını ayarlayamayanlarda reflü riskinin arttığını belirtti.
On bir ayın sultanı Ramazan'da bir ay boyunca irade ve beden terbiyesi yapabilmek, adeta vücudu bir detoks programına sokmak mümkün. Ancak her zaman olduğu gibi doğru beslenmeye dikkat edip beslenme alışkanlıklarımızı bu aya özel değiştirilebileceğinden bahseden Özel Denizli Tekden Hastanesi Beslenme ve Diyet uzmanı Meryem Güç, Ramazanda yiyecek seçimi ayrı bir önem taşımaktadır. Mutlaka sahura kalkmak gereklidir. Böylece aç kalınan süre azalır ve metabolizmanın açlıktan dolayı daha fazla yavaşlaması engellenir. Kalorisi yüksek, tuzlu, yağlı, kızartılan gıdalardan kaçınılmalı, tatlı yenecekse, hafif ve sütlü veya meyveli tatlılar tercih edilmeli, evde de bunlar bulundurulmalıdır. Sebzeler soframızdan eksik olmamalı, sıvı tüketimi, lifli besin alımı yeterli olmalıdır. Yemek yavaş yenmeli, çiğneme uzun tutulmalıdır. ‘Örfümüzde var, baklavasız iftar, baklavasız bayram olmaz’ düşüncesi yanlıştır, yakamadığımız her kalori bize fazla kilo ve hastalık riski olarak geri dönecektir. Yeterli sıvı alımı Ramazan için de çok önemlidir. Gün boyu yemek ve içmekten uzak duran vücut, iftarla birlikte ilk olarak sıvı alımına başlamalı ve sahura kadar yeterli miktarda sıvı aralıklarla içilmelidir. Daha az yağ tüketmeli, sebze, meyve ve lifli gıdalara sıcak günlerde ağırlık verilmelidir. İftar “oruç bitti, şimdi her şey serbest” mantığıyla algılanmamalı, kalorisi az, hafif, dengeli ve sağlıklı beslenmeye özen gösterilmelidir. Gazlı içecekler, aşırı çay-kahve tüketimi, çikolata, özellikle ramazan kültürümüzün bir parçası olan börek, çörek, hamurlu ve şerbetli tatlılar dengesiz beslenmenin omurgasını oluşturur. Bunlar mümkün olduğunca az tüketilmeli, hatta tüketilmemelidir. Diyabet, hipertansiyon, kalp hastaları, kolesterolü yüksek olanlar, mide barsak sorunu yaşayanlar bunlara azami dikkat etmeli, misafirperverlik yaptığımızı sanarak ikramda aşırıya gidilmemelidir” şeklinde bilgi verdi.
“Uzun süren açlık sonrası yemek miktarını iyi ayarlayamayanlarda reflü oluşumu görülmektedir”
Yemeklerden sonra yatmak, ağır sporlar yapmak kaçınılması gereken uç noktalar olduğundan bahseden Diyetisyen Meryem Güç, “Yemeklerden sonra midenin boşalması için gereken en az 30-60 dakikalık sürede, mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçışını (reflü hastalığı) önlemek için ayakta ya da oturur pozisyonda olunmalıdır. Özellikle uzun süren açlık sonrası yemek miktarını iyi ayarlayamayanlarda reflü hastalığı neredeyse her zaman ciddi bir sorun olmaktadır. Kilosu normalin üzerinde olan bireyler bu durumla daha sık karşılaşmaktadır. Sağlıklı beslenmenin yanında, düzenli yürüyüş hayat boyu yapılması gereken sağlık için en önemli aktivitedir. Uzun süren açlıkla yavaşlayan, adeta tasarruf moduna geçen metabolizma, egzersizle hızlanacak, alınan kalorinin yakılmasına fırsat tanınacaktır. Sıcaklıkların yüksek seyretmesi nedeniyle yürüyüş kısmen daha serin olan saatlerde, mümkünse iftardan 1-2 saat sonra, ısınma hareketleri ile başlamalıdır. Kronik hastalıkları olanlar mutlaka doktorlarına danışmalı, sağlık için zararlı olacak durumlar mevcutsa oruç tutmakta ısrar edilmemelidir. Ramazan günleri aciller, uzun süren açlık sonrası hızını alamayıp yemeği abartanlarla dolar taşar. Hatta oruç tutmayanlar bile, iftar davetlerinde dengesiz ve sağlıksız beslenmeden etkilenirler. Bu konuda çocuklar, yaşlılar ve sürekli hastalığı olan bireyler ihmal edilmemelidir” dedi.