“PSİKOTERAPİDE DANIŞANLARA NASİHAT VERİLMEZ, DANIŞANLAR YARGILANMAZ”

Son zamanlarda sık sık duyduğumuz psikoterapi nedir? Neden yapılır? Ne kadar sürer? Kimlere yapılır? Arkadaşla dertleşmekten ayıran özellikleri nelerdir? Duygularınızı, düşüncelerinizi, kendinize ve çevrenizdekilere olan inançlarınızı gerçekçi şekilde ortaya çıkaran ve kişisel yaşantınızı tarafsız ve güvenli bir şekilde keşfetmenizi sağlayan psikoterapiyi, Özel Denizli Cerrahi Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Ecrin Zeybek anlattı. 

Konusunda uzmanlaşmış, gerekli eğitimleri almış psikolog ya da psikiyatr tarafından gerçekleştirilen konuşma tedavisi olarak psikoterapiyi tanımlayan Uzman Klinik Psikolog Ecrin Zeybek, “Terapi sürecinde akıl vermek ya da yönlendirme yapmak yanlıştır. Psikoterapistler danışanlara eşlik eden kişilerdir. Danışanlarını yönlendirmezler, eleştirmezler. Hayatlarında yaşadıkları zorluklar ve olumsuzluklar noktasında onlara iç görü kazandırmayı, yapacakları değişiklikler doğrultusunda kendilerine doğru yol bulmalarına yardımcı olmayı hedefler” dedi.

Uzman Klinik Psikolog Zeybek, “Psikoterapi ile farklı olduğunu Arkadaşlar genelde dert dinleyen, nasihat veren, sizinle empati kuran kişilerdir. Fakat psikoterapi sürecinde terapistler etik kurallara bağlı olarak gizlilik esasına dayalı seanslarını sürdürürler. Danışanlara öğüt, nasihat vermeden ve onları yargılamadan terapiyi devam ettirirler” dedi. Depresyon, şizofreni, anksiyete gibi pek çok problemde psikoterapiye ihtiyaç duyulduğunu da aktaran Uzman Klinik Psikolog Zeybek, “Psikoterapiye başlamak için kişinin sadece psikiyatrik bir tanısının olmasına gerek yoktur, kişiler yaşamlarında bir olumsuzlukla karşılaştıklarında kendi başlarına baş edemediklerinde veya bir desteğe ihtiyaç duyduklarında da psikoterapiye başvurabilirler. Psikoterapiye başvuran herkes hasta değildir. Psikoterapiye ihtiyaç durumlarını şöyle sıralayabiliriz:

  • Obsesif-kompulsif bozukluk, fobiler stres bozukluğu gibi anksiyete bozuklukları
  • Depresyon gibi duygu durum bozuklukları
  • Sınır (borderline) kişilik bozukluğu ve antisosyal kişilik bozukluğu 
  • Şizofreni ve diğer hastalıklar (psikotik bozukluklar)
  • Eşinizle veya sevgilinizle yaşadığınız sorunları çözmenizde
  • İş stresi, trafik stresi gibi günlük hayat stresinden ve endişelerinizden kurtulmanızda
  • Kaygı sorununu gidermenizde
  • Fiziksel veya cinsel istismara veya şiddete maruz kaldıktan sonrasında
  • Psikolojik sebepli cinsel sorunlarınızla baş etmenizde
  • Uykuya dalamama veya uyanık kalamama (insomnia) gibi sorunların çözümünde

“Terapinin devamlılığı ve gidişatı danışanlar için önemli”

Psikoterapi seanslarının genelde haftada bir 45-50 dakika gerçekleştirildiğini aktaran Uzman Klinik Psikolog Zeybek, “Terapinin devamlılığı terapinin gidişatı açısından oldukça önemli. Her danışan özel olduğu için hayatı, yaşadıklarını kabullenme ve baş etmesi, iç görü kazanması süreci ve kendini açması farklılık gösterir. Bu yüzden her danışan için bir seans süresi öngörülemez. Seansların gidişatında danışanın ilerleyişine göre değişiklik gösteriyor. Unutulmamalıdır ki, danışan terapist ilişkisinin oluşması, güven bağlarının kurulması, çalışılacak konuların netleşmesi birer süreçtir” dedi.

“Terapist olarak öncelikle danışanımızı iyi analiz edip tanıyoruz”

Danışan ve terapist arasındaki bu sürecin hassas olduğuna değinen Uzman Klinik Psikolog Zeybek, “Terapistin yanlış bir kelimesi, danışanın yanlış anlamasına sebep olabilir. Bu da danışanı olumsuz etkileyebilir. Danışana sorulacak soruların dikkatle seçilmesi gerekir. Evet hayır gibi kısaca geçiştirilebilecek sorulardan ziyade, danışanın kendini anlatabileceği açık uçlu sorular soruyoruz.  Terapist olarak öncelikle danışanımızı iyi analiz edip tanıyoruz. Terapi süresinde danışan hassas bir süreçten geçtiği için hayatına kendine ve kişiliğine zarar vermeyecek yöntemler uygulanmalıdır” dedi.