“BU ŞEHRE İHANET ETMEDİK”

Bölgesel Amatör Lig’e düşen Denizlispor’da taraftarların hedefi haline gelen futbolcular sosyal medya hesaplarından kendilerine yöneltilen suçlamalara karşı açıklama yaptı. Ramazan Karakurt, Oktay Kısaoğlu, Yusuf Emre İnanır ve Kulüp medya sorumlusu Yusuf Kaan Çakır takımın küme düşmesinin ardından üzüntülerini dile getirdi.

Bölgesel Amatör Lig'e düşen Denizlispor'da bazı futbolcular, taraftarların sert eleştirilerine hedef oldu. Taraftar tepkilerinden etkilendiğini belirten Ramazan Karakurt, sosyal medya üzerinden bir açıklama yaparak yaşananlara dair üzüntüsünü dile getirdi ve taraftardan anlayış beklediğini ifade etti. Karakurt açıklamasında, sezon boyunca yaşadıkları zorluklara dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı: “Çıkan haberler nedeniyle bu açıklamayı yapma gereği hissediyorum. Sezon başından bu yana yaşadıklarımızı; futbolcu arkadaşlarım, hocalarımız ve kulüp çalışanlarımızla birlikte, beş kuruş almadan, sadece Denizlispor sevgisiyle mücadele ederek taşıdık. Kanımızın son damlasına kadar savaştık. Ancak buna rağmen ‘maçı sattılar, mücadele etmiyorlar’ gibi ağır ithamlarla karşılaştık. Bu söylemler bizi psikolojik olarak fazlasıyla yıprattı.”

“BU ŞEHİRDE BÜYÜDÜK, İHANET ETMEYİZ”

Denizli’de yetiştiğini ve Denizlispor formasını her zaman gururla taşıdığını vurgulayan Karakurt, açıklamasında, “Biz bu şehrin çocuklarıyız. Ekmek yediğimiz, büyüdüğümüz bu şehre ihanet etmeyiz, edemeyiz. Altyapısından beri Denizlispor formasıyla sahaya çıkmanın hayalini kurduk. Bugün geldiğimiz noktada da tek dayanağımız, içimizdeki sonsuz Denizlispor sevgisidir. Para bizim için hiçbir zaman ön planda olmadı, olamazdı. Yaşadıklarımız asla normal değildi. Kendi şehrimizde adım atamayacak hale geldik. Büyük Denizlispor taraftarından ricamız; ne olur, bizi anlayın. Biz sizler için, bu armaya olan bağlılığımız için, sonuna kadar savaşmaya devam ettik. Denizlispor her zaman her şeyin üstündedir” ifadelerine yer verdi.

“BİZ BU ŞEHRİN ÇOCUKLARIYIZ”

Denizlisporlu Oktay Kısaoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi; “Sezon başından bu yana yaşadıklarımızı; futbolcu arkadaşlarım, hocalarımız ve kulüp çalışanlarımızla birlikte, beş kuruş almadan, sadece Denizlispor sevgisiyle mücadele ederek taşıdık. Kanımızın son damlasına kadar savaştık. Ancak buna rağmen “maçı sattılar, mücadele etmiyorlar” gibi ağır ithamlarla karşılaştık. Bu söylemler bizi psikolojik olarak fazlasıyla yıprattı. Biz bu şehrin çocuklarıyız. Ekmek yediğimiz, büyüdüğümüz bu şehre ihanet etmeyiz, edemeyiz. Alt yapısından beri Denizlispor formasıyla sahaya çıkmanın hayalini kurduk. Bugün geldiğimiz noktada da tek dayanağımız, içimizdeki sonsuz Denizlispor sevgisidir. Para bizim için hiçbir zaman ön planda olmadı, olamazdı. Bu süreçte yaşadıklarımız asla normal değildi. Kendi şehrimizde adım atamayacak hale geldik. Daha da ötesi, ilk devrede Erciyes 38 FK maçında sağ ayağımı kırdım, tam 6 ay sahalardan uzak kaldım. O günlerde yaşadığım acıyı, verdiğim mücadeleyi, tek başıma neler çektiğimi bir tek ben bilirim. Kimse görmedi, kimse bilmedi… Ama ben hep inandım, hep Denizlispor için savaşmaya devam ettim. Büyük Denizlispor taraftarından ricamız; ne olur, bizi anlayın. Biz sizler için, bu armaya olan bağlılığımız için, bütün gücümüzle savaşmaya devam ettik. Çünkü bizim için Denizlispor, hayatımızın tam merkezindedir. Ne yaşarsak yaşayalım, Denizlispor her zaman her şeyin üstündedir.”

“SON ANA KADAR DA MÜCADELEMİZİ BIRAKMADIK”

Denizlisporlu Yusuf Emre İnanır da sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi; “Son günlerde hakkımızda ortaya atılan iddialar nedeniyle bu açıklamayı yapmak zorunlu hale gelmiştir. Sezon başından bu yana, kulübümüzün içinde bulunduğu zorlu şartlara rağmen, futbolcu arkadaşlarım, teknik ekibimiz ve kulüp emekçileriyle birlikte maddi hiçbir beklentiye girmeden, sadece Denizlispor aşkıyla sahada mücadele ettik. Karşılıksız emek verdik, sadece armanın ağırlığını düşünerek ter döktük. Ancak buna rağmen “isteksizler”, “maç sattılar” gibi asılsız suçlamalara maruz kaldık. Bu sözler, inanın ki, bizi sahadaki rakipten çok daha fazla yaraladı. Biz, bu şehrin havasını solumuş, sokaklarında büyümüş insanlarız. Denizlispor forması bizim çocukluk hayalimizdi. Bugün o formayı taşımanın verdiği sorumlulukla hareket ettik ve son ana kadar da mücadelemizi bırakmadık. Para hiçbir zaman önceliğimiz olmadı; olmaz da. Yaşananlar bizi çok yıprattı. Kendi şehrimizde sokağa çıkamaz hale geldik. Tüm Büyük Denizlispor taraftarından tek bir isteğimiz var: Lütfen bizi anlamaya çalışın. Biz sahada ve saha dışında elimizden gelen her şeyi yaptık, Çünkü bizim için Denizlispor, her şeyin üzerindedir.”

“İÇİMİZDEKİ DENİZLİSPOR SEVGİSİ, HER DARBEDE DAHA DA BÜYÜDÜ”

Denizlispor Kulüp Medya Sorumlusu Yusuf Kaan Çakır da sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi; “Bu şehrin bir evladı olarak, Denizlispor’a sezon başından bu yana hizmet etmenin onurunu yaşadım. Ama kolay olmadı… Her gün yeni bir zorlukla uyandık. Maddi imkânsızlıklar, bitmeyen sıkıntılar, tükenmeyen sorunlarla mücadele ettik. Bazen imkânsız gibi görünen şartlarda bile elimizdekilerin ötesinde bir çaba gösterdik. Medya ekibi olarak sadece görevimizi yapmakla yetinmedik; bu arma için, bu şehir için, takımımıza her an moral ve motivasyon aşılamaya çalıştık. Ancak bizim mücadelemiz yalnızca medya işinden ibaret değildi. Sahada, soyunma odasında, tribünde, sahne önünde ve arkasında nerede ihtiyaç varsa elimizi değil, gövdemizi taşın altına koyduk. Yeri geldi cezalarla karşılaştım, yeri geldi saldırıya uğradım. Fiziksel olarak da, ruhsal olarak da yıprandım. Ama her şeye rağmen vazgeçmedim. Çünkü içimizdeki Denizlispor sevgisi, her darbede daha da büyüdü. Üzerime düşen her sorumluluğu fazlasıyla yapmaya çalıştım; gerekirse bir değil, beş adım atarak, elimden gelenin hep daha fazlasını ortaya koyarak. Bu sezon beni fazlasıyla yordu… Ama hiçbir zaman “yeter” demedim. Çünkü biz, vazgeçmek nedir bilmeyen bir ailenin parçasıyız. Futbolcu abilerim, kardeşlerim… Hocalarımız… Kulüp personelimiz… Herkes, şartlar ne kadar zor olursa olsun elinden gelenin fazlasını yaptı. Görünmeyen fedakârlıkların, sessiz kahramanlıkların şahidiyim. Biliyorum, bugün üzgünüz. Ama başımız dik! Çünkü biz, tüm imkânsızlıklara rağmen son düdüğe kadar mücadele ettik. Belki galip gelemedik, belki hayallerimizin tamamına ulaşamadık… Ama hiçbir zaman teslim olmadık! Her koşulda yanımızda olan BÜYÜK DENİZLİSPOR TARAFTARINA, bizimle birlikte direnen herkese kalpten teşekkür ediyorum. Sizler olmasaydınız, bu kadar ağır bir yükü sırtlamak daha da zor olurdu. Bu sevda bitmez, bu mücadele unutulmaz. Ve unutulmasın: Biz düşsek de kalkmayı, kaybetsek de yeniden savaşmayı bilenlerdeniz!