ERSOY VE CEBECİ'NİN UYUŞTURUCU TESTİ SONUÇLARI BELLİ OLDU
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan Mehmet Akif Ersoy ile spiker Ela Rümeysa Cebeci'nin Adli Tıp Kurumu raporları tamamlandı. Yapılan detaylı incelemeler sonucunda her iki ismin de kan ve saç örneklerinde uyuşturucu madde tespit edildiği öğrenildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde yürütülen ve kamuoyunda tanınan ekran yüzlerinin de adının geçtiği geniş kapsamlı uyuşturucu soruşturmasında kritik bir gelişme yaşandı. Soruşturma sürecinde tutuklanan Habertürk TV Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy ile daha önce gözaltına alınıp serbest bırakılan sunucu Ela Rümeysa Cebeci'den alınan biyolojik örneklerin laboratuvar analizleri sonuçlandı. Soruşturma birimlerinin talebi üzerine şüphelilerden alınan kan ve saç numuneleri üzerinde yapılan toksikolojik incelemeler tamamlanarak raporlar savcılık dosyasına eklendi.
KOKAİN VE ESRAR TESPİT EDİLDİ
Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan ve soruşturma dosyasına giren raporun detaylarına göre, her iki ismin de test sonuçlarının "pozitif" olduğu belirlendi. Uzmanlar tarafından yapılan incelemeler neticesinde; Mehmet Akif Ersoy'un testinde "kokain" maddesine rastlanırken, spiker Ela Rümeysa Cebeci'nin numunelerinde ise hem "kokain" hem de "esrar" bulgusu tespit edildi. Ortaya çıkan bu bilimsel verilerin, soruşturmanın seyrini değiştirecek nitelikte olduğu ve savcılık makamının iddianame hazırlama sürecinde belirleyici bir delil olarak kullanılacağı öngörülüyor.
İFADESİNDE SUÇLAMALARI KABUL ETMEMİŞTİ
Rapor sonuçlarının aksine, Mehmet Akif Ersoy’un emniyet sorgusunda ve savcılıkta verdiği ifadelerde kendisine yöneltilen tüm suçlamaları kesin bir dille reddettiği biliniyordu. Ersoy, tutuklanmadan önceki savunmasında hayatı boyunca hiç uyuşturucu madde kullanmadığını belirterek, "Hakkımdaki söz konusu ifadeleri ve iddiaları kesinlikle reddediyorum. Hayatımda hiç uyuşturucu madde kullanmadım. Bu iddialar çok çirkindir" şeklinde konuşmuştu. Adli Tıp raporunun dosyaya girmesiyle birlikte, Ersoy'un verdiği bu ifadenin hukuki geçerliliği ve savunma stratejisinin nasıl şekilleneceği merak konusu oldu.




