UÇURUMDAKİLER YAKINDA OKURLA BULUŞUYOR
Kusursuz Hatalar, Öldür Onu ve İnsanlık Mesaisi isimli kitapları ile adından söz ettiren Utku Ceren Deniz, dördüncü kitabı Uçurumdakiler’i çıkarıyor. Yazarla kısa süre içinde okuyucu ile buluşması beklenen Uçurumdakiler’i ve Utku Ceren Deniz’in yazmakla olan tanışıklığını konuştuk.
Utku Ceren Deniz üç çocuklu bir ailenin en büyük çocuğu. İlkokuldan beri yazan ve köy öğretmenliği yapan büyükbabası sayesinde yazın hayatına başlayan 34 yaşındaki Deniz, çocukluk yıllarında kaleme aldığı kompozisyonlarla da beğenilmiş. Büyükbabasının okuduğu kitapları merakla başlayan serüveni onu yazın dünyasına yönlendirmiş.
“KENDİ EVRENİMİ YARATMA İHTİYACI…”
Deniz yazın hayatının başlangıcını ve elzemliğini şöyle özetliyor:
“Yazmaya baş edemediğim bir dünyanın içinde kendi evrenimi yaratma ihtiyacı ile başladım. Kimsenin söylemediklerini söyleme ihtiyacı ile hayata ve insana dair çelişen ne varsa kağıda döktüm. Çünkü sanat, acının evrensel diliydi. Gerçeği dillendirmeyi değil de üstünü kapatmayı seven bir dünyada diğerlerinin anlatamadığını anlatmak istedim. Sonrasında başka ihtiyaçlar eklense de, yazmaya ilk başlayan Ceren'in fikriyatı buydu. Yazdıkça derine indim, indikçe teyakkuzda kalma ihtiyacı hissederek gözlemlediğim her şeyi yazıya dönüştürdüm. Gözlem yeteneği bende bir mesleğe dönüştü adeta. Yüzünde yalnızlığın esamesinin okunduğu bir adama hikaye yazdım, kin dolu gözleriyle yürüyen bir kadın ile birleştirdim, ağlayan bir çocuk girdi hikayeye ardından, sonra diğerleri ve diğerleri geldi... Kurgusal matematiğimi geliştiren bir etkinliğe dönüştü sonrasında. İnsanları gözlemleyip o ana uygun doğaçlama hikayeler yazmayı seviyorum. Sanatçılık doğuştan verilmiş bir lütuftur, çünkü sanatçının gözü başka görür, ağzı başka konuşur, beyni başka çalışır, ruhu başka sarılır. Bazıları bu yeteneğini hayatını mezbeleye çevirerek bitirir, bazıları ise kabiliyetinin verimini hem kendisi hem de insanlar için en iyi şekilde alarak görevini tamamlar. Onlar yolumu bulmama yardımcı oldular, ben de en iyi şekilde yürüyorum.”
DERS ALINAN HATALARIN KUSURSUZLUĞU…
İlk kitabı Kusursuz Hatalar’ın denemeler ve aforizmalar üzerine olduğunu belirten Deniz, bazı okurların eserini baş ucu kitabı yaptığını söylüyor. Girift bir halden kitabıyla dipten çıkan okurları olduğunu belirten Deniz, “Okurlarımdan cümlelerimin keskinliğinin ve sağlamlığının yarattığı etkilere dair mutlu olduğum methiyeler alıyorum. Ergenliğimden o güne dek yazdıklarımı derlediğim bir eser olduğundan benim için özel anlam taşır. İsmini de bu bağlamda koydum. Ders alınan hataların kusursuzluğuna dair yazdığım bir kitaptır. Tekrarlanmayan her hata kusursuzdur, çünkü birçok doğrudan daha çok şey öğretir bize” cümleleriyle ilk kitabını anlatıyor.
TERS KÖŞE BİR KİTAP: ÖLDÜR ONU
İkinci kitabı "Öldür Onu"nun hep yazmak istediği türde bir kitap olduğunu belirten Yazar Utku Ceren Deniz, sürrealizm ile realizmin buluştuğu kitaplar yazmak istediğini, okurlarının çoğunun bu kitapla ters köşe olduğunu söylüyor. İkinci kitabının hayal gücünün önemini anlattığına değinen Deniz, Albert Einstein'ın ‘Hayal gücü bilgiden önemlidir, çünkü bilgi sınırlıyken hayal gücü tüm dünyayı kapsar’ sözlerini hatırlatıyor.
YAZMAK İÇİN GÖZLERİNİ KULLANMAMAK
Üçüncü kitabı "İnsanlık Mesaisi"nin okurlarının var ettiği bir kitap olduğunu söyleyen Deniz, bir dergide empati üzerine yazdığı yazılarının çok beğenildiğini, kendisinin bunu kitaba dönüştürdüğünü anlatıyor. Öykülerini gerçek hikayelerden esinlenip, adeta yaşayarak yazdığını belirten yazar, bir hikayeyi yazabilmek için gözlerini kullanmadan yaşadığını da ekliyor.
“HANGİMİZ UÇURUMUN KENARINDA DEĞİLİZ Kİ?”
Yakın zamanda çıkması beklenen Uçurumdakiler, 2121 yılını anlatan fantastik bir eser. Psişik yeteneklerini Tanrı'nın yolunda kullanmayı seçen sekiz paranormalin hikayesi okuyucularla buluşacak. Yazar Utku Ceren Deniz yeni kitabını şu cümlelerle anlattı:
“İblisler gezegende cirit atıp önünde eğilmediği insanoğlunun tüm acizliğini kanıtlarken, Tanrı son bir kez daha elini çocuklarına doğru uzatır. Birbirini tanımayan bir grup insan, kıyameti püskürtmek için Tanrı’nın elini tutar. Onlar, Uçurumdakiler'dir. Uçurumdakiler, Tanrı’nın ışıklarıdır aslında. Her biri ayrı güçlere sahiptir; biri geleceği görebilir, diğeri zaman içerisinde cirit atarken... Biri zihinlere girebilir, diğeri için elementlere hükmetmek çocuk oyuncağıdır. Biri hayvan zevahirinde dolanırken, diğeri kilometrelerce ötedeki kokuyu alabilir. Biri şifalandırır, diğeri ölüme kafa tutabilir. Uçurumdakiler; hem birbirlerine çok benzer, hem de hiç benzemezler. Tanrı’nın bahşettiklerini Tanrı için kullanmayı seçen bu sekiz kişi, gezegeni iblislerden arındırırken aynı zamanda kendi kaderlerine de yolculuk yaparlar. Kendi hayatları hakkında sırlarla boğuşurken, aşkın aklı deviren gücüyle tanışırlar. Bu yolculuk, onları içinden çıkılmaz bir sona götürür. Bu yolculuk kiminin son yolculuğu olurken, kimi için de yeni başlangıçların ilk adımıdır. Hangimiz o uçurumun kenarında değiliz ki?”
GELECEĞİN İNSANLARINA YAZILMIŞ BİR ESER
Uçurumdakiler isimli yeni eserini geleceğin insanlarına yazdığını belirten Deniz kitabı yazdığı süre kadar, eser üstüne düşündüğünü söylüyor. “Bir eseri oluşturmadan önce, yazdığım süre kadar da düşünüyorum aslında. Bu sebepten özellikle tek bir anda olmuyor hiçbir şey, bu bir süreç. Tıpkı aşk gibi, sanatın da kuralları yoktur, sadece içgüdülerini takip etmen gerekir. Sanatçı kendi yolunu bir şekilde bulur. Balıksanız, yüzmek zaten doğanızda vardır, kimsenin size öğretmesi gerekmez. Bu ana dek yazdığım ve yazacağım tüm karakterler hep bendeydi, hep vardı aslında. Doğru zaman geldi, oluştular. Ben de özgün tarzım ile somutu soyutlaştırdım, bilgi ile hayal gücünü birleştirerek onları akıttım” diyerek kitabın doğuş hikayesinden bahsediyor.