DELİKLİ DEĞİL DİLENCİÇINAR!

Selamlar…

Fark ettiniz mi bilmiyorum? Çınar’da dilenci sayısı inanılmaz bir şekilde arttı. Ellerine yalandan bir kağıt mendil alıyorlar ve satıyor gibi yapıp para dileniyorlar. Bir keresinde bir mendil için oldukça fazla sayılabilecek ücret ödedim ve vermesini istedim. Tabi ki; vermek istemedi…

Garip gelebilir ama bu durumu bir şehrin büyümesinin belirtilerinden biri olarak görüyorum. Fakat olay insanın kendi şehrinde olunca can sıkıyormuş, onu anladım…

Bir arkadaşımla Çınar’da bir saat kahve içmek istediğimde en az 5 sinyalciyi reddetmek zorunda kalıyorum.

Peki bunun sebebi sadece ekonomi mi? Yani durum bana sadece bununla açıklanamaz gibi geliyor. Başka bir sebep var burada...

Çünkü; sadece çocuklar değil, elinde bilekliğimsi takılan satan ve yine verdiğiniz parayı beğenmeyen teyzeler de bir hayli azımsanamayacak seviyede…
Ve çete gibiler. Yani toplanıp ciro falan bölüşüyorlar.

İkinci olarak da bu kişiler sinyalci olarak tabir ettiğimiz para koparma peşinde. Yani dilenmiyorlar… (sözde!) Tamam belki gelirleri düşük, her hallerinden belli de… Ekonomik koşulun getirdiği o muhtaçlık durumu yok bu arkadaşlarda. Diyorum ya zaten verdiğin parayı beğenmiyorlar. Satın almak istesen de elindeki bir lira etmeyecek şeyi vermiyorlar.  Gidip deneyebilirsiniz.

Sığınmacı politikalarına bağlı desem bu arkadaşlar sığınmacı değil.  Küçük çocukların belki bir kısmı, sığınmacıların burada doğan çocukları olabilir ama zaten bence bu oran benim ‘Dilenciçınar’da anlattığım o profil içinde çok düşük kalır. Gözlemlemiş olanlar anlayacaktır.

Biraz düşününce aslında kendimce bir çıkarıma vardım.

Bildiğiniz gibi Çınar etüt merkezleri, dil kursları, sinema gibi 14 - 18 yaş arası gençlerin çok daha çok bulunduğu ve buluştuğu bir bölge... Bu arkadaşlar yaşça biraz küçük olduğu için belki ‘aman başıma bela olmasınlar’ mantığıyla 3 lira 5 lira ceplerinde olanı veriyor olabilirler. Bu sinyalci arkadaşlar da bunu kötüye kullanıyor olabilir. Ben kesinlikle incelenmesi taraftarıyım.

Çünkü benim verdiğim parayı beğenmediğine göre o kadar da ihtiyacı olmaması lazım. (Yani uzatıp 5 lira da vermiyorum. Ederi o kadar bile değil de neyse!) Elindeki o yalandan zırvaları da satacak biraz daha yaş almış insanı çok zor bulursun.

Küçücük çocuklar… Bunları kim dilendiriyor? Ayrıca bu çocukların okulda olması gerekmiyor mu? Bekçi ve zabıtalar bu konuyla ne kadar ilgili? Yeni yönetim umarım bu yazımı okur ve gerekeni yapar.

Çünkü daha önceki ‘Denizli’nin Berlin Duvarı’ başlıklı yazımda belirttiğim gibi Denizli’yi Denizli yapan bir semt gerçekten Denizlililer tarafından tercih edilmeyecek seviyeye gelecek. Bunda, bu gizli sınırın etkisi de çok büyük.

Eklemek isterim ki; bazı tatlı seyyar yaşlı amcalarımız var ve lafım onlara değil. Onlar gerçekten ekonomik koşulların kurbanı. Zaten onlar yoktan da anlıyor vardan da… Bu ayrımı görür görmez de yapabilirsiniz.

Saygılar…

Diğer Yazılar